Daha önce defalarca yazdım: Erdoğan’ın tekrar aday olmaması gerekiyor. Eğer olursa, 30 yıllık siyasi hayatı ve AK Parti hareketinin en büyük yanlışı olur. Seçilip seçilmemesi konusuna şimdilik bir şey diyemem, çünkü karşı tarafta sürekli birbirlerinin arkasından kuyu kazan bir grup var.
Ben 35 yaşında biri olarak, 13 yaşımda AK Parti iktidarıyla tanıştım ve o günden bu yana Erdoğan’ın ülke içinde yaptığı hizmetleri gözlemledim. Ülkeler arası dış politikalarda Türkiye’nin ne kadar güçlendiğinin farkındayım; en son Esad’ın devrilmesi sürecinde bunu bir kez daha gördük. Herkes Erdoğan’ın yanlış yaptığını, Esad’ın artık gitmeyeceğini ve bütün muhaliflerin susturulduğunu söylemeye başladığında, tablo bir anda değişti. Esad, Suriye’den kaçmak zorunda kaldı. Bu devrim, PKK’nın da elini zayıflattı.
Erdoğan’ın oyu %40’lara düşmüştü, hatta şöyle bir anket yayınlanmıştı: 20 yıl sonra ilk defa CHP önde gidiyordu. Ancak birdenbire Suriye devrimi oldu ve Erdoğan’ın popülaritesi yine arttı. Millet İttifakı’nın içinde bulunanlar, her an birbirlerinin arkasından işler çevirdiği için bu durum, Erdoğan’a bir artı sağladı.
Böyle bir ortamda geçtiğimiz günlerde İbrahim Tatlıses’in “Bir Daha Var Mısın?” çıkışı, AK Parti hareketini heyecanlandırdı. Büyük ihtimalle Erdoğan bırakmayacak; bu olay basit bir olay değil. Kızıyoruz, yenilik lazım diyoruz ama hiçbir şey yapmıyoruz. Erdoğan’ın karşısına aday çıkaramıyoruz; çıkanlar ise gidip CHP ile kol kola giriyor, sonradan isimleri bile unutuluyor. İş mavi mavi İbo’ya kalıyor; ne kadar acı bir durum, farkında mısınız?
2028’de, çok büyük ihtimalle Erdoğan tekrar aday olacak. Artık bu ülke, Kuzey Kore olma yolunda ilerliyor. Bir tane şarkıcı bir şey diyor ve siyasi gündem ona göre belirleniyor. Ben Erdoğan’a tekrar oy vermem demiyorum ama Erdoğan’a rakip olacak bir delikanlı yok, diyorum. Bu gidişle, bırakın 2028’i, 2033’te bile Erdoğan aday olur. Allah sonumuzu hayır etsin.