Türkiye’de siyasi gündem genellikle seçimler üzerinden şekillenir. Avrupa ve Amerika’da seçim yapılır ve seçime altı ay kalana kadar bu konuda fazla konuşulmaz. Ancak bizim ülkemizde seçimlerin ertesi günü, bir sonraki seçim konusu gündeme gelir. Tabi bu durum, siyasi olarak sürekli gergin bir ülke olmamıza neden oluyor.
Mesela, son yerel seçimlerde muhalefet oldukça başarılı oldu ve buna dayanarak erken seçim talep etmeye başladılar. Bu istek kabul edilmedi, ancak seçim odaklı talepler her zaman gündemde. 2023 seçimlerine giderken, muhalefetin “yenilik” söylemi vardı. Ancak bu söylem, CHP’nin mantığıyla örtüşen bir söylemdi. 28 Şubat’ın mantığını tekrar gündeme getirerek bunu yenilik diye halka yutturmaya çalıştılar. Dönemin altılı masası, tarihte olanları yok sayarak, CHP’yi ve HDP’yi aynı masada bir araya getirdi. Yenilik dediler, fakat eski mantığı tekrar getirmeye çalıştılar.
Davutoğlu ve Babacan, Müslümanların düşmanlarıyla el ele, kol kola girip onlarla bir araya geldiler. Tabi bunun en önemli sebebi Erdoğan düşmanlığıydı. Aslında hiçbir zaman yenilik kavramının altını dolduramadılar çünkü eski (CHP) ile işbirliği yapıyorlardı. Bu yüzden seçimi kaybettiler.
2028 seçimlerinde ben de bir yenilik istiyorum, ancak bu yenilik, onların söylediklerinden farklı olmalı. AK Parti’nin içinden çıkacak bir lider, Erdoğan’ın yaptıkları hizmetleri devam ettirecek, aynı zamanda Erdoğan’ın yaptığı yanlışları en aza indirecek bir lider olmalı. Partiyi daha üst noktalara taşıyacak bir kişi gerekiyor. Çünkü maalesef AK Parti gitti gidiyor, bitti bitiyor diyen Müslümanlar, ortaya bir alternatif çıkaramıyor. Bu yüzden CHP’nin ekmeğine yağ sürülüyor. Evet, ben de yenilik istiyorum, ama bu yenilik AK Parti içinden çıkmalı ve bu hareketi devam ettirmeli. Erdoğan da büyük bir akıl hocası olarak köşesine çekilmeli.
Selam ve dua ile…