Beni eskiden beri takip edenler bilir gezmeyi farklı kültürler farklı tatlar denemeyi çok severim. Allah’a şükür ki öyle bir ülkede yaşıyorum ki Edirne’den Kars’a binlerce güzelliği içinde barındırıyor ( tatlar hemde şehirlerin içinde olan güzellikler bakımından söylüyorum) bu ülkeyi gezmek bana ayrı bir haz veriyor. Farklı siyasi görüşler farklı dinsel görüşler bizim aslında farklılıklarımız değil hepsi birer zenginlik bunu inkar etmek bu ülkeye en büyük hainlik değilmidir sizce. Bakın daha 2,5 sene önce bile değildi bilmem kaç gr olan virüs hatta yanlış hatırlamıyorsam gr bile olmayan bir virüs 80 milyonu elden geldikçe evden çıkmayan insanlar haline getirdi. Yakınlarımızı arkadaşlarımızı kaybettik, ben geçen salı bu kötü süreçten sonra sevgili Erkan abimle ilk defa şehir dışına çıkarken duygularım o kadar karıştı ki. Daha 1 sene önce korkudan burnumu çıkaramazken bugün şehir dışına çıkıyorum hemde maskesiz ve mesafesiz. Arkadaşlarıma doya doya sarılabiliyorum öpebiliyorum bir zamanlar korkudan bunları aklımdan bile geçiremezken bugün Allah’ın merhameti ile öyle bir dönem bitti. Elbette çok canlar yandı, elbette o yangının külleri hala çok eskide kalmış sayılmaz ama bugünlere gelmek bile Allah’ın bir lütfu değil mi? Hz. Eyüp peygamberimiz o kadar büyük acılar yaşamasına rağmen Allah’a hiç bir zaman isyan etmedi en azından çoğumuz bu örneği hatırlayarak kalan yaşamına ders alarak devam eder. Ben kendi adıma bir şey söyleyerek yazımı bitirmek istiyorum; 5 gün boyunca çok güldüm ( çok affedersiniz çok yemek yedim) sürprizlerle karşılaştım. Şöyle ifade edeyim hiç planımda olmayan şeyler ile karşılaştım ve bu beni o kadar mutlu etti ki size anlatamam ama bunları yaşarken Covid döneminde evde kaldığım günlere ve daha ileri gideyim evde 4 kişiyken aynı oda da bile kalmaya korktuğumuz günleri düşündüm ve o korkunç günleri bitiren Allah’a hamd ve şükür ettim. Selam ve Dua ile…