HASAN KARAKAYA

Cuma günü 2016 yılının ilk günüydü, sabah hem kar yağdığı hem de tatil olduğu için yatakta biraz keyif yapıyordum. Annem kahvaltı hazırlıyordu, Babam da internetten haberlere bakıyordu, birden Annem Babamdan duymuş olmalı ki benim üzerimi giydirirken kim ölmüş biliyor musun? diye sordu. Kim? dedim, ikinci bir soru daha geldi, en sevdiğin yazar kim? diye. Aklıma hemen Hasan Karakaya abi geldi ve hakikaten öylede olmuştu. Ben önce kısaca Hasan Karakaya’yı nasıl tanıdığımı kısaca anlatmak istiyorum. 10 Sene önceydi, 17 yaşımda olduğum için biraz da artık yavaş yavaş gündemi takip etme ihtiyacı hissediyordum. Malum gündemi takip etmenin en önemli bir yolu da gazete okumaktır, bende  kendi fikrime göre gazete aramaya başladım. Bir ara Tercüman okudum, baktım bu hiç bana göre değil, Bugün gazetesini okumaya başladım ki o zaman sanırım Cemaatle alakası yoktu, Zaman da okudum. Bir gün Akit’i denemeye karar verdim, o zaman ki ismi ile Vakit’ti, Babam bayiden gazeteyi alır arabaya biner binmez al birazda bunu oku Hasan Karakaya’yı oku, biraz argo öğren demişti. Bu benim tuhafıma gitmişti ama merakta etmiştim, Vakit gazetesini okumaya başladım. O güne kadar benim düşüncelerime en yakın olan gezeydi ki hala öyle ama Hasan Karakaya’yı apayrı seviyordum. Olayları kendine has yorumlaması, fıkralarla siyasi olaylara farklı bakış açılarından bakması kafayı birine taktımı takan kişiliğini bile sevmiştim. Onu okumayı bıraktığım dönemler olmuştur ama tekrar başladığımda sanki Hasan Karakaya’yı ilk defa okuyorum gibi heyecanlanıyordum. Onu sadece iki kere Akit’in iftar yemeğinde görmüş ve onunla tanışmıştım. Türkiye önemli bir Yazar’ını kaybetti, en azından şöyle söyleyelim Yeni Akit gazetesi en güçlü yazarlarından birini ebedi yolculuğuna uğurladı, ALLAH işlemiş olduğu günahları bağışlasın. Selam ve Dua ile…