Değerli amcam Hamza Türkmen’in geçen ay İSLAMİ UYANIŞ SÜRECİMİZ adında yeni bir kitabı çıktı. Kitabı çok zevk alarak okudum, ben bugün bu kitaptan bir cümleden yola çıkarak bir sorunumuzu gündeme getirip tartışmaya çalışacağım. Said Nursi ” müspet milliyetçilik ” ve ” menfi milliyetçilik ” olarak belirlemiş ve 1940’lı yılların baskı ve asimilasyon ortamında ” müspet milliyetçilik ” tanımına dayanarak sığınmacı bir var oluş yolu seçmiştir.( Kitabın 282.ci sayfasından alınmıştır )Müspet milliyetçilik yani olumlu milliyetçilik olabilir mi? eğer olursa bunun sınırları nedir? veya bu sınırları kim neye göre belirliyor? Bugün için bu soruları sormak gerekli. 7 Haziran seçimlerinde İslami duyarlılığı olan ve Said Nursi’ye önem veren bir kesim var, bu kesimin içinde Arap’ta var, Türk’te var Kürt’te var. Ben özellikle bu soruyu Kürt kesimine sormak gerektiğini düşünüyorum, sorum şu: müspet Kürt milliyetçiliğini neye göre, nasıl belirliyorsunuz? Bu nokta önemli çünkü Kemalist rejimin baskısına baş kaldırırım derken kendileri tıpkı ona benzeme noktasına varan bir milliyetçiliğe doğru gitmek gibi bir tehlikeyle karşı karşıya geliyorlar. Onun için İslami bir zeminden müspet milliyetçiliğin sınırları belirlemek lazım, bu bana göre çok imkansız bir olay. Çünkü unutmayalım milliyetçilik duygusu insan nefsi ile bir ilişkisi vardır ve nefis hiçbir zaman sınır tanımaz ve doyumsuzdur. Buna dayanarak ben menfi milliyetçilik olmayacağı gibi müspet milliyetçiliğinde olamayacağı kanaatindeyim. Selam ve Dua ile…
MÜSPET MİLLİYETÇİLİK ÜZERİNE
09
Eki