Kişisel Yazılar

BOSNA HERSEK

bosnaBosna Hersek’e gitme kararımız çok ani oldu, ilk aklıma gelen Aliya İzzetbegoviç’in okuduğum kitabı Köle Olmayacağız geldi. Savaşta  Bosna’yı köle yapmak isteyenlere meydan okumuştu. Hakikaten unutamayacağım kitaplardan bir tanesiydi ve şimdi o toplumu görmeye gidecektim. Bunun heyecanı ile 2 gün yaşadım ve en sonunda gittim, gördüm orada gördüklerimi de sizlerle paylaşmak istedim.

ALİYA İZZETBEGOVİÇ’İ KABİRİNDE ZİYARET

Bir Asker, bir Müslüman, bir bilge Kral ve en önemlisi Halkının cesaret sembolü olan Aliya İzzetbegoviç Bosna savaşının gidişatının seyrini değiştiren adamın Kabrini ziyaret etmek çok müthiş bir duyguydu. Özellikle orada duyduğun vahşetlere direnmek hele hele bu direnişe önderlik yapmak hakikaten insanın hayran olacağı bir durumdu. Ve ben şimdi böyle bir adamın kabrinin başındaydım. Allah’ım dedim onun ve tüm Müslümanların günahlarını bağışla diye içimden dua ettim. Senin dinin için savaşanlara yardım et senin dinine savaş açanları kahret diye dua ettim, ve oradan ayrıldık.

OSMANLI HANINDA ÇAY KEYFİ

Gittiğimiz ilk gün akşama kadar gezdikten sonra benim çay krizim tutmuştu, aradık bizi gezdiren abi otelimizin biraz ilerisinde bir han olduğunu orada çay bulunduğunu söyledi. Tabi bizde gittik, eski yapı bir çay ocağıydı, yerler Osmanlıdan kalma taşlarla yapılmış ki bu taşları Bosna’nın her yerinde görmeniz mümkün. İnsanların bir kısmı buraya bizim gibi turist olarak gelmiş, bu güzel handa çay içiyorlardı, bir kısmı da Bosna’nın yerli halkıydı. Ben bu arada bir yandan hanı incelerken diğer yandan çayımı yudumluyordum. Acaba zamanında bu han niye yapılmıştı diye düşünüyordum kim bilir içinden kaç kişi zamanında ekmek yemişti. Kaldığımız süre boyunca buraya her akşam gittik, Bosna’da özleyeceğim önemli şeylerden biri oldu bu han.

ZEKİCE BİR TÜNEL

1992-95 yıllarında bildiğiniz gibi Sırplar Boşnaklara karşı savaş diye acımasız bir soykırım yaptı. Zaten bunun sonucunda da Sırpların lideri Radovan Karadziç savaş suçlusu olarak Lahey de yargılanıyordu. Neyse Sırplar Bosna savaşında hava alanını ele geçiriyorlar, Hava alanının bir tarafında Boşnakları sıkıştırıyorlar, karşılıklı çatışmalar yaşanıyor. Bir süre sonra Boşnak askerleri yada gönüllülerin silah ve mühimmatları bitince çok zor durumda kalıyorlar. Hava alanının hemen yanında bir ev var, o zamanlar yalnız başına bir kadın kalıyormuş artık kimin aklına geliyorsa o ev sahibinden izin alıp evin içinden tünel kazıp Hava alanının altından geçirip silahları öyle getiriyorlar. Bu işi yalnızca 3 haftada yapıyorlar sonra maalesef işgalciler fark ediyor ve tünelin önlemini alıyorlar. Şimdi tünelin büyük bir kısmı göçük olmasın diye kapatılmış, Bosna Devleti savaştan sonra bu evi ev sahibi kadından izin alarak Müze haline getirmiştir ama görülmeye değer bir yerlerden birisidir.

UNUTMAK! İYİMİ, KÖTÜMÜ

Çok değil daha 20 sene önce Bosna’da katliamlar, soykırımlar ve aklınıza gelemeyecek türlü işkenceler olmuştu. Oradayken bizi gezdiren kardeşimiz öyle şeyler anlatıyordu ki bazen insanın ne aklı ne midesi kaldırmıyordu. Emin olun tecavüzler ve erkeklerin toplu katliamları bunların yanında hani deve de kulak kalıyor diye bir söz vardır ya aynen öyle. Burada sizin mideniz bulanmasın diye veya psikolojik olarak etkilenmemeniz açısından anlatamayacağım onun için kusura bakmayın. Bu insanlık dışı olayların olduğu bir Ülke ama bugün sokaklarda savaşın hatırlamak istemeyen insanlar var sanki hiç savaş olmamış gibi yaşayan insanlar  var. Savaşı yaşamayan insanlar zaten savaşı bilmez ama ne yazık ki o savaşı yaşayanlar sanki zihinlerinde bilerek savaşı yaşamamış gibi hayatlarına devam ediyorlar. Bunun psikolojide bir anlamı var şu an adını söylemeyeceğim ama insan yaşadığı kötü şeyleri bilerek bazen unutur yada unutmak ister. Bunu Bosna sokaklarında o savaşı gören ve yaşayan insanlarda bu izleri  görmeniz çok çok kolay. Bunları gözlemledikten sonra kendi içimden unutup hiç bir şeyden ders almamak mı? iyi yoksa unutmayıp yaşanan zulümleri, işkenceleri soykırımlardan ders alıp Müslümanın Müslümandan başka dostu olamayacağını hatırlamak mı? lazım. Bence bunu iyi düşünmemiz lazım.

HAYDA ÖĞRETMEN HANIM

Bir akşam babam değerli bacım Münteha ve Şeref abim yoğun geçen bir günün ardından çay içmek için Osmanlı hanına geldik. Çok kalabalıktı, hana çay içmek için bir bayan ve oğlu geldi. Yanımıza oturmak için müsaade istedi bizde buyurun dedik, sohbet etmeye başladık Türkiye’nin neresinden geldiğimizi sordu, bizde İstanbul’dan dedik, o da kendisinin İzmir’den geldiğini söyledi. Ben her sene buraya geliyorum diye sohbete başladı, önce Münteha’ya yaşını sordu, sonra da bana, babam her zaman ki gibi bir yolunu bulup konu dine getirdi. Kadının oğluna şuan hatırlamıyorum bir şeyler sordu, bayan hemen kendisi cevap verdi; ben Diyarbakır’da görev yaparken oğlumu Kur’an kursuna gönderdim ama 2 hafta sonra aldım. Ben merak ettim acaba niye diye dediğimi duymuş gibi cevap verdi, çünkü onlar Şafi mezhebine göre öğreniyorlardı biz ise Hanefi’yiz, dedi. Hepimiz biraz duraksadık babam böyle bir şey olmadığını kısaca anlatsa da kadın bir türlü inanmadı, zaten kalkmak üzereydik. Ben bu olayı niye buradan anlatma gereğini duydum hemen söyleyeyim, toplumda Ümmeti Muhammedin içinde okuyan bir öğretmen bile bu kadar cahil konuşursa vay bizim halimize, bırakın bir Bosna’yı binlerce Bosna gibi katliamlar başımıza gelir. Ne kadar üzücü bir durum değil mi? söyleyecek çok söz var ama maalesef hiç bir şeyi değiştirmeye yetmez, yazık…

MOSTAR KÖPRÜSÜ

Bosna’nın en önemli simgelerinden biriside Mostar köprüsüdür, Osmanlı taşları yapılmış üç kemeri olan bir köprüdür. Savaş zamanında bu köprünün üzerinden binlerce insan öldürülmüştü. Bu yüzden bugün Bosna deyince simgesi olan bu köprü akla gelir, o yüzden beni çok etkileyen yerlerden biridir. Bir gün giderseniz Bosna’ya görmeniz gereken yerlerden bir tanesidir.

DÖNEK HIRVATLAR

Dedik ya Bosna’da her yerde savaşın izleri var, bugün Bosna’da 3 millet var, Boşnak, Sırp ve Hırvatlar. Aslında katliamları yapan Sırp olmasına rağmen Boşnaklar Hırvatlara daha çok kin duyuyormuş. Çünkü bunun nedeni savaş başladığında Boşnaklara yardım eden Hırvatlar Sırpların ortak din adı altında saf değiştirmesini sağlamışlar. Boşnaklar bu döneklik yüzünden vermiş oldukları onca can kaybında Hırvatları sorumlu tuttukları için kin duyuyorlar. Yani diyorlar ki Sırplar mert ama Hırvatlar dönek, İnşallah başka bir gezimi de sizlerle paylaşırım. Selam ve dua ile…

 

 

 

 

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir