Beklenen asgari ücret zamcığı geldi, gelmek üzere olan emekli maaşı “zamcığı” da birkaç güne belli olur. Evet, yanlış okumadınız, “zamcığı” dedim. Millet kan ağlıyor; her gün piyasada zam üstüne zam yapılıyor, üç harfli marketlerin yaptığı zamlar ortada. Daha zammın “z”si çıkmadan ürünlere zam yapılıyor. Erdoğan’ı savunanlar bile bu durumda savunacak bir nokta bulamıyorlar. Çarşı, pazar ateş pahası; hele eviniz kira ise, Allah yardımcınız olsun.
Çocukların okul masrafları, mutfak masrafları, faturalar say say bitmiyor. En düşük elektrik parası 500 TL olmuş durumda. Hal böyle olunca, 22.124 TL ile yaşamak imkansız hale geliyor. Bugüne kadar “Covid var”, “Dünyada kriz var”, “Türkiye de etkileniyor”, “Rusya-Ukrayna savaşı var” dedik ama artık savunmaya utanır olduk. Eskiden bir serpme kahvaltı 80 TL iken, şimdi 350 TL’nin üzerine çıktı. Eskiden iki kişilik bir kahvaltı 80-100 TL arasında olurken, şimdi 600-800 TL’ye kadar çıkabiliyor. Artık bu fiyatlara ucuz der hale geldik.
AK Parti ve Erdoğan’a gönülden bağlı olanlar bile bugün ekonomiye isyan eder hale geldi. Peki, çözüm ne? Muhalefetin en büyük kozu haline gelen ekonominin bu kötü durumunu nasıl düzelteceğiz? Veya şöyle bir soru soralım: Bu hale gelmemizin sebebi ne? Bence bu durumun sorumlusu damat Berat ile Erdoğan’dır. Şimdi diyecekler ki, “Damadı bırakalı 3 yıl oldu.” Arkadaşım, hala onun politikaları ülke ekonomisini yönlendiriyor. Bunu inkâr eden varsa, çıkıp tartışmaya hazırım. Evet, damat bakanlık yapmayabilir ama hala onun politikası ekonomiye hâkim ve durum gitgide kötüye gidiyor.
İşçi ve emeklilerin durumu her geçen gün daha da kötüleşiyor. Şuna inanmıyorum, bir kere söyleyeyim: Ekonomi için Erdoğan’a oy vermeyecek çok az insan var. Bugün öfkeliyiz, “Bir daha Erdoğan’a ve partisine asla oy vermem” diyen insanlar, azımsanamayacak kadar fazla. Bence bu duygusal bir yaklaşım ve gerçekçi değil; bunu bir kenara bırakalım. Ama bu şu demek değil: AK Parti ve Erdoğan işçiye ve emeklilere zulmediyor, bunu görmezden gelmek adaletsiz bir yaklaşım olur.
Yukarıda anlattım, iki-üç çocuklu bir ailenin kiracı olması halinde geçinmesi ve yaşaması çok zor. Hal böyle olunca, bizlerin hükümeti savunacak kelimeler bulacak hali kalmadı. Maalesef ekonomi, düzeleceği yerde dibe vurmaya devam ediyor. Ama Erdoğan ve partisi şunu unutmamalı: Son seçimde işçiler ve emekliler onları kurtarmıştı. Bu bir uyarı olsun.
Selam ve dua ile…