Mücahid Bilici’nin bu isimde bir kitabı var. Birkaç sene önce okumuştum. Kitap, farklı zamanlarda yazılan ve gündemle alakalı makalelerden oluşuyor. Kitabın ismi de bu makalelerden birinde geçen “Kürt ancak hamal olur” fikrinden alınmış. Tabii ki, Mücahid Bilici bu fikri eleştiriyor.
Bu kitabı okuduktan kısa bir süre sonra Vahdettin İnce’nin internette yayınlanan bir makalesini okumuştum. İnce, bu isimden yola çıkarak “Bizi Türk solunun hamalı yaptınız” diyordu. HDP’nin CHP ile birlikte olmasını bu şekilde değerlendiriyordu. Hakikaten öyle değil mi? Son birkaç senedir CHP ile HDP aynı safta yer alıyor. Erdoğan’a karşı, geçmişte yaşananları yok sayarak, Kürt sorunu denen meselenin kaynağının bizzat CHP olduğunu bile bile aynı safta yer alıyorlar. Üstelik bunu eleştiren Kürtleri, hatta daha özel söylemek gerekirse, bunu eleştiren Kürt siyasetçileri, yazarları ve akademisyenleri işbirlikçilikle, hatta kaba bir tabirle yalakalıkla suçluyorlar. Kürt dediğin hamal olur ya! O hesap… Türk solunu sırtınızda taşımak zorundasınız. HDP’li olup olmamanız önemli değil; Kürt olmanız yeterli.
Peki, geçmişte Kürtlere kim zulmetti? Orayı karıştırmayın! Yok ya, var mı böyle bir mantık? Bugün hâlâ bu anlayışla hareket ediyorlar. Kürtlerin en büyük “temsilcisi” olduğunu iddia eden HDP, bu anlayıştan vazgeçmiyor. Vahdettin İnce’nin deyimiyle Müslüman Kürtleri hamal olarak kullanıyor. Cem Karaca’nın meşhur bir şarkısı vardı: “İşçisin sen, işçi kal”. Bunun bir farklı versiyonu ise şu: “Hamalsın sen, hamal kal”.
İnşallah Müslüman Kürtler bir an önce uyanır.
Selam ve dua ile…