Her başarılı erkeğin arkasında güçlü bir kadın vardır diye bir laf var bende bu lafı biraz değiştirerek her engelli erkeğin hayatında mutlaka güçlü kadınlar vardır diyorum. Kimileri abla kimileri anne hatta manevi anne rolünde ama onlar o kişi için o kadar önemlidir ki kişiliği üzerinden onu o yapan bireylerdir. Bugün size benim ben yapan 10 özel bayanı anlatmaya çalışacağım açıkçası 3 aydır bu yazıyı kafamda tasarlamaya çalıştığım için biraz heyecanlıyım onun için bir kusurum olursa af ola diyerek başlamak istiyorum.
ANNEM:
Her anne özeldir ama engelli annesi olmak daha da özeldir, son zamanlarda düşünüyorum annem beni doğurduğunda henüz 18 yaşındaymış. 18 yaşında engelli çocuk sahibi olmak bugün bir yazar olarak o yaştaki kızlara bakıyorum da bırakın normal çocuk sahibi olmayı evde iş yapmak bile istemiyorlar. Engelli çocuk demek sorumluluk demektir, engelli çocuk demek sokakta diğer çocuklar oynarken yüreği cız eden anne demektir. Engelli çocuk demek bir çocuğun dorumuna göre çok büyük yaşlarda altını almak demektir bütün bunlar yetmemiş gibi toplumun acıyarak bakmasına katlanmak demektir. Dile kolay 34 sene anne bütün bunları yaşadı, tabi ki hamd ediyoruz tabi ki bunlara katlanırken mutlaka Allah’ın yardımı var hepimiz insanız imtihan dünyasında ruh halimiz inişli çıkışlıdır ama annemin inişleri hep kendi içinde yaşadı veya bana olduğundan çok az hissettirmeye çalıştı. Cennet anaların ayakları altındadır diyorlar ya bu söz o kadar haklı bir söz ki sadece engelli annelere baksak anlayabiliriz annemi çok seviyorum.
HACER-MÜNTEHA:
Aramızda sadece 15 ay var ve engelli doğunca annem ile babam doktor doktor dolaşmaya başlamışlar. Annemin anlattığına göre birileri bu çocuğa mutlaka bir kardeş yapın hem yardımcı olur hem çocuğun iyileşmesine yardımcı olur demişler. Bir düşünsenize daha 20 yaşına girmemişsiniz ilk çocuğunuz engelli olmuş ve birileri ikinci çocuğu yapmanızı öneriyor. Tabi ilk çocuk hasta olduğu için toplum baskısı sizin psikolojik durumunuz ya bu çocukta engelli olursa korkusu bütün bunlara rağmen Hacer’i dünyaya getiriyor. Bir laf var engelli çocuklar hayata bir sıfır yenik başlar belki de engelli kardeşler daha fazla geriden gelir ama onlar hiç konuşulmaz. Annem hep anlatır her anlattığında sızlayarak dinlerim Hacer 4 aylıkken ben ve Annem Hastaneye yatmak zorunda kalmışız, 4 aylık bebeğin amcası ile uçağa binip Ankara dan Van’a göndermek daha doğrusu göndermek zorunda kalmak ne kadar zor bir duygu. Bugün kardeşimin o yaşta çocuğu var daha annesinin kokusundan başka pek bir şey anlamıyor ve bu halde kalkıp başka şehire gönderiyorlar tabi şartlar bunu gerektirdi ama insanız her duyduğumda yüreğim cız ediyor. Hacer benim için dünyayı tanıdığım ilk andan itibaren arkadaşım yoldaşım oldu. Küçükken biraz dilliydi bazen düşünüyorum belki de bu dilli olması Allah’ın bana gönderdiği bir lütuftu ben 6 yaşımda bu sayede konuşmaya başladım. Ya Münteha hala hatırlarım doğduğu günü Hacer ile karşılıklı oynamıştık, Münteha Hacer’e göre biraz daha sert mizaçlıdır ama yufka yürükledir sevecen bir kızdır. Belki de Hacer ile ortak özelliği benden dolayı ihtiyacı olduğu kadar anne-baba ilgisi göremedi. Münteha dedin mi aklıma iki şey geliyor mercimek çorbasına düşmesi birde bir keresinde ağlarken onu öpmüştüm göz yaşının tadını unutamam.
YAZGÜL:
Bir başkasının engelli çocuğuna yemek yedirmek onu tuvalete götürmek hatta o çocuğu altından bez almak nasıl insani bir sevgi ve bütün bunlara karşı maddi hiç bir karşılık beklememek. Bir kişi düşünün 25 sene boyunca bir ortamda bulunuyor ve tek bir kişinin kalbini kırmıyor Yazgül ablam öyle bir ablaydı. Bazı gelenekler öyle pis ki en kötü modernizm bile temiz kalıyor bir geleneğin bir kurbanıdır Yazgül ablam 13 yaşında evlenmiş sadece 3 sene evli kalmış. Kocası öldükten sonra iki çocuğu ile baş başa kalmış hayat mücadelesi azmini hayran kaldığım biri oldu. Bazen anneler gününde ona hediye alırdım dedim ya en az annem kadar benim üzerimde hakkı var Allah razı olsun.
SALİÇ:
Annem bazen bana şöyle der; oğlum Allah bazı insanları bir nevi sana yardımcı olması için görevlendirirmiş, buradaki görevi iş olarak yada maddi bir beklenti olarak lütfen anlamayın buradaki kastım tamamen sevgi ve şefkattir. Saliç ablamda bunlardan biriydi beni en çok şaşırtan ve hiç unutamadığım hatıram da hayatımın en zor dönemi olan ameliyat dönemimde iki gece yanımda hiç uyumadan kalmasıydı. En az Yazgül ablam kadar temiz yürekli en az onun kadar üzerimde emeği olan biriydi, Allah razı olsun.
HEDİYE:
Aslında hayat hikayesine bakılınca Yazgül ablamın hikayesine çok benziyor erken yaşta kocasından ayrılmak zorunda kalmış, oğlunu tek başına büyütmüş. Güçlü bir kadın bu gücünü belki de yufka yüreğinden alıyordur beni her gördüğünde gözlerinin içi gülüyor zaman zaman çok yorulduğunda yaşlı huysuz birinden farkı kalmayan ama o halde bile vicdanından ödün vermeyen bir ablam.
YASEMİN TEYZEM:
Teyze anne yarısıdır derler gerçekten tamda öyle Yasemin teyze hala anlatıyor; Furkan sen Ankara’dan Van’a geldiğinde biz senin güzelliğinden kafayı yemiş gibi oluyorduk. Annemin anlattığına göre bebekken annemden sonra bana en çok bakan Yasemin teyzeymiş. Bugün bile arkadaşlarımla annemle kardeşlerimle en uzun telefon konuşmam beş dakikadır ama Yasemin teyzemi aradığımda bazen bir saati buluyor zamanın nasıl geçtiğini anlamıyoruz. Genellikle insanlar evlenip gittiğinde zaman içinde kardeşleriyle yeğenleriyle olan diyalogları zayıflar ama Yasemin teyzemle benim diyaloğum hiç öyle olmadı. Bu benden mi kaynaklandı yoksa ondan mı kaynaklandı bilmiyorum ama Allah’ın bir lütfuyla bu diyalog hiç bir zaman zayıflamadı hatta belki de daha da güçlendi onu çok seviyorum.
EBRU ABLAM:
Ben genellikle fabrikada memur bayanlar ile arama bir mesafe koyarım bunun nedenini tam olarak bilemiyorum artık hassasiyet mi yoksa başka bir şey mi bilemiyorum. Ama bunu yapamadığım bir kaç kişi var onlardan bir tanesi Ebru ablamdır. Şakacı kişiliği ile benim gönlümde büyük bir yer almıştır.
BAHAR HOCAM:
Herkes için ilkokul öğretmeni çok önemlidir bu bazen olumlu bazen olumsuz olur. Eğer olumsuz olursa insanın hayatını o yönde etkiler olumlu iyi bir öğretmen ise insanın tüm hayatını olumlu etkiler biraz şans meselesi. İlkokul 4 te bana gelen erkek öğretmenimin tayini çıkınca yeni bir öğretmen aramak zorunda kalmıştım. Şansım iyi gitti bayan hocayı bulduk ama benim içimi bir korku sarmıştı emekli öğretmendi. 35 senelik öğretmenlikten sonra Allah bilir ne kadar sert biriydi, ilk başta bu düşünce ile derslere başladım ama bir kaç ay sonra bir anneden farkı olmadığını anladım. Önce benim özel durumuma bir alışma süreci geçirdik ve 4 sene boyunca bana öğretmenlik yaptı Allah razı olsun.
MERAL ABLA:
Benim için 2010-11-12 çok sıkıntılı yıllardı, ameliyatlar yüzünden psikolojik olarak etkilendiğim bir dönemdi. Kardeşlerim o aralar okula gidip geliyordu hastaneden yeni çıkmıştım aktif hayattan birden bire çok pasif bir hayata geçmiştim. Bunun geçici olduğunu biliyordum ama ne kadar süreceğini bilmiyordum. Böyle bir dönemde Meral abla ile tanıştım daha doğrusu annem daha önceden tanıyordu ama ben bu süreçte onunla tanışma fırsatı yakaladım Hastaneden çıktıktan sonra bile 3 ay evde yattım. Hafta da iki defa hastaneye gidip geliyordum ve her eve gittiğimde annem ile birlikte benim banyomu yapıyorlardı bazen benim yemeğimi o yediriyordu. O süreç bitti Meral abla özel durumundan dolayı bizden ayrıldı ama ben o yardımlarını hiç bir zaman unutmadım aradan bir müddet geçmişti hem de uzun bir müddet insan bir şeyi çok istedi mi ALLAH her şeyi o kulun yardımına gönderirmiş. Bir gün fabrikanın karşısındaki büfede kahvaltı yapıyorum biri Furkan diye karşıma çıktı hani olur ya ilk şok bende aynı öyle oldum sonra o günler aklıma geldi hala o vicdanlı ablamdı, ALLAH razı olsun.
ELİF HOCAM:
Kur’an hocaları genellikle sert olurlar, ben Kur’an’ı öğrenirken yarısında Kur’an hocamı değiştirmek zorunda kaldım. Elif ablamın bana yaklaşımı hep sevgi dolu olmuştu bugün bile Kur’an’ı her elime aldığımda o sevgi dolu yaklaşım aklıma gelir ve Kur’an’ı bir kat daha severek okurum, ALLAH razı olsun.