Türkiye büyük bir hızla seçime yaklaşıyor, bir yandan 20 senesini geride bırakmış bir Erdoğan var bir yanda CHP zihniyeti ve bu zihniyetin söylemleri var. 20 Senedir AKP den bıkmış kinci bir zihniyetten bahsediyorum öbür yandan bakıyorum ki bizim Müslüman camiada git gide düşmanlaşıyor. Zamlar ekonomik sıkıntılar dış siyaset ve iç siyasette yapılan yanlışlıklar sözüm ona medyaya yapılan baskılar Hükümeti özgürlük düşmanı gösteriyor. Bunun üstüne ne kadar çabalarsa çabalasın ekonominin düzelmemesi Erdoğan düşmanlığını artırdı. Bu bana şunu hatırlatıyor; Osmanlının en zayıfladığı bir dönemde Abdülhamit tahta çıkmıştı ve Osmanlıda baskı dönemi başladı aslında kötü giden ülkeyi düzeltmek için yapılan hamlelerdi. Bu ittihat ve terakki’ nin o meşhur 31 Mart vakası ile Abdülhamit’i devirerek güya baskıcı bir yönetim yerine daha özgürlükçü bir yönetim getirdiler. Ve o dönemki İslamcı yazarlar da bu darbeyi destekleyen açıklamalar yapmışlardı, Örneğin; Mehmet Akif gibi. Ve sonradan nasıl bir hata yaptıklarını anlayarak pişman olmuşlar ama iş işten geçmişti. Bu süreçten sonra Osmanlının yıkılması daha çok hız kazanmıştı. Aradan yıllar geçti ben 12 li yaşlardaydım ö dönemki Başbakan Bülent Ecevit ABD ye gitmişti, ABD Başkanı Bill Clinton ile görüşürken ülkemiz için utanç verici bir kare fotoğraf yayınlandı. Hani şu Ecevit’in ABD Başkanı önünde el-pençe divan durduğu fotoğraf bizim solcular hiç kızmasın gerçekten öyle. O dönem Türkiye’de çok tartışıldı ama olan olmuştu, gerçek ortadaydı tarih unutmuyor. Gelelim bugüne, bugün Türkiye de bir seçim yaklaşıyor ve herkes Erdoğan’ın dış politikadan iç politikaya ekonomiden sanayiye hep eleştiriyorlar ama benim korkum Erdoğan gitsin ne olacaksa olsun mantığı en sonunda Abdülhamit’i devirenler gibi pişman olmalarından korkuyorum. Erdoğan’ın bir çok yanlışı var ama tarihten ders almazsak geleceğimizde olmaz, bakalım tarihten ne kadar ders almışız. Selam ve Dua ile…
ABDULHAMİT-ECEVİT-ERDOĞAN
03
Ağu