Siyasi Yazılar

AYDINLAR ÜZERİNE

Son günlerde özellikle Cemaatin 1 Kasım yenilgisinden sonra yeni bir hamlesine şahit oluyoruz. Türkiye’deki bazı Akademisyenler güya Cizre, Nusaybin, Sur’ da ve daha pek çok yerlerde halkı öldürüp, açlık ve susuzluğa mahkum ediyormuş ve bu Aydınlar bunlara destek olmamak için akıllarınca masum insanların arkasında duruyorlarmış onun için böyle bir bildiriye imza atmışlar. Peki bu aydınlar kaç kişi ve %49 dan çok mu? Ben bu soruyu sordum ama bu sorudan çok konunun tarihsel yönüne daha çok önem veriyorum. Gelin geçmişi biraz inceleyelim; Cumhuriyetin kuruluşundan itibaren bu Elit tabakanın temelleri atılmıştır ve özellikle 2000 lere kadar bu kesimden pek çok Akademisyen yetiştirildi. Bu yetiştirilen insanlar  halk ne istediyse onun tersini savundu ve yaptı, Örneğin; 2007 de Cumhuriyet Mitinglerinde bu düşüncenin altyapısı yatıyordu, çünkü Aydın dediğin onlara göre AK Parti gibi dindar kimliği olan bir partiye veya Hükümete karşı olmaktır. Bu Aydın kesim o günlerde başarılı olamadı, bugün ise yapılan bu suça ortak olmayız, bildirisini ben açıdan değerlendirmek lazım diye düşünüyorum. 2013 sonlarından beri gündemde hep AK Parti-Cemaat kavgası var, zaman zaman AK Parti bir hamle yaptı zaman zaman Cemaat bir hamle yaptı. Ama Cemaat 1 Kasım’da ağır bir darbe aldı, arkasından kanalları kapatıldı, şirketlerine el konuldu ve eski gücünü kaybetti. Cemaatin Halka şunu göstermesi gerekti Aydın demek bu Hükümetin yaptığı zulüme karşı olmaktır, bakın Silopi, Sur, Nusaybin de zulüm var. Biz Elit tabaka buna ortak olmayacağız sizde eğer olursanız Hükümet ve Erdoğan kadar suçlusunuz, diyorlar. O Aydınlar için şu geçerli;  AK Partiyi savunan kalemşörler zaten kafaları çalışmayan yazar bozuntuları, halk ise zaten hiçbir şeyden anlamıyor, anlasaydı ki % 49 oy vermezdi. Ne yapalım Hükümete böyle bir suç atan bir bildiriye imza atıp Aydınlar Diktatörlüğünü tekrar eski gücüne döndürelim, niyetleri bu ve bu oyunda iftira, yalan oyun her şey var. Bu bildiride bu oyunun bir parçası İnşaallah bu oyuna gelmeyeceğiz ve bu Aydın denen karanlık tabakanın heveslerini kursaklarında bırakacağız. Selam ve Dua ile…

 

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir