Siyasi Yazılar

GÜNEYDOĞU ANADOLU BÖLGESİ

YILMAZ ENSAROĞLU(Başkan);Ankara üniversitesi ilahiyat fakültesi mezunu olan yılmaz ensaroğlu lise yıllarından itibaren çeşitli sosyal hareketlerde yer aldı,öğrenci derneklerindede yöneticilik yaptı.1992 mazlumlar için dayanışma derneği(mazlumder)in genel yönetim kurulu üyeliğine seçildi.Y.ensaroğlu SETA’da hukuk ve insan hakları direktörü olarak çalışmaktadır.Önce şu açıdan bakarsak doğru olabilir,mazlumder Türkiye’de başöetüsü sorunu olmak üzere hemen hemen ülkenin tüm sorunları hakkında fikirlerini beyan etmiştir.Kürt sorunuyla ilgili olarakta zaman zaman hükümet ile zıt düşsede böyle bir sorun var ve çözülmesi gerekli diyen bir dernektir.Ama acaba bu çözüm yolu hükümet ile aynımı,aynı değilse y.ensaroğlu kendi düşünceleri ile hükümetin düşünceleri arasında kalabilirmi.İkinci bir noktaya daha dikkat çekmek istiyorum;G.doğuda mazlumder ve bu tip gibi pek çok STK’lar var,bunların pek çoğu muhafazakar kuruluşlar çünkü bölge halkı dindar,bu kruluşlar çok uzun yıllardır bu sorunla ilgili paneller,seminerler veriyor.Tabbi bölge dışındada Türkiye’nin her yerindede bu sorunun çözülmesini isteyen kesimler var.Ben mazlumder’den birinin bu görevi almasını çok doğru buluyorum,başbakan doğru bir karar vermiş.Ensaroğlu hem derneğinin adına hemde mazlumder gibi düşünen dernekler adına bu görevi yürütecektir.Ama inşaallah kendi düşüncelerinden taviz vermez.

KEZBAN HATEMİ(Başkanvekili);1950 istanbul doğumlu olan k.hatemi istanbul üniversitesi hukuk fakültesinden mezun oldu.Aynı yıl onun hocalığınıda yapmış olan hüseyin hatemi ile evlendi.Türk siyasi hayatında tarihi davalardan biri olarak kabul edilen başbakan erdoğan’ın siirtte okuduğu şiirin ardından başlayan yargı sürecinde yine ön saftaydı.Uzmanlık alanları islam hukuku,insan hakları,kadın hakları,çocuk hakları,hayvan haklarıdır.Türkiye’nin tarihine bakacak olursak hakikaten çok ilginç olaylar olmuştur,erdoğan’ın bir şiir okuduğu için hapse atılması gibi.Kezban hanım zamanında bu haksızlığa karşı mücadele etmiştir.aslında zulümü kim yaparsa yapsın karşı çıkmak görevidir.28 Şubat sadece bir haksızlık yapmadı,pek çok haksızlıklara imza attı.K.hatemi sadece erdoğan’a yapılan haksızlığı anlatmaya çalıştı.zaten dindar muhafazakar biriyle evlenmiş olduğu için o düşünceyi benimsemiştir.Ne kadar başarılı olacağını zaman gösterir.

MEHMET EMİN EKMEN(Sekreter);1975 Batman doğumlu,avukat,dicle üniversitesi hukuk fakültesi mezunudur.Batman mazlumder kurucu üyeliği görevlerinde bulundu,ayrıca AKP eski Batman milletvekilidir(23.cü dönem 2007).Kendisinin nasıl bir yöntem işleyeceğini merakla bekliyorum,ya hükümetin isteği ile katkıda bulunacak yada tamamen bu türk-kürt sorununda bağımsız hareket edip kendi düşüncesiyle hareket edecek bekleyip görelim.

MURAT BELGE;1943 Ankara doğumlu,demokrat parti milletvekili burhan asaf belgenin oğludur.İstanbul üniversitesi edebiyat fakültesi ingiliz dili ve edebiyatı bölümünü 1966 yılında bitirdi.24 öayıs 2008’e kadar radikal gazetesinde köşe yazarlığı yaptı,taraf gazetesinde halen köşe yazarlığı yapmaktadır.Cumhuriyet tarihine bakıldığı zaman "darbelerin anası"27 mayıs darbesi demokrat partiye yapılmıştır.Menderes’in ve iki arkadaşının idamı ile sonuçlanan bir dönemdir.O dönemde milletvekilliği yapan ve o dönemin şahitlerinden birinin oğludur.Yaşı itibari ile Türkiye’nin her darbe sürecini iyi hatırlayan biridir,bu akil adam görevi için avantaj sağlayabilir ama şu açıdan aklım karıştı.Taraf gazetesi ile hükümet arasında zaman zaman sert diyaloglar yaşanıyor,hatta bir iddiaya göre ahmet altan’ın bu gazeteden ayrılmasının sebebi hükümete sert eleştiriler yapması tebi bu sadece bir iddiadır.Biraz düşününce siyasi dengelerin ne kadar hassas hatta insanın bazen aklının almayacağı kadar hassas olduğunu görüyoruz.M.belge bana göre fifti fifti doğru bir isim olabilir.

FAZIL HÜSNÜ ERDEM;1964 Elazığ doğumlu,Ankara üniversitesi hukuk fakültesi mezunu(1986).Şu anda dicle üniversitesi hukuk fakültesi anayasa hukuku anabilim dalında öğretim üyesi olarak görev yapıyor,Türkiye uzun süredir yeni anayasayı tartışıyor.Buradaki esas sorun çözülürmü,bu hükümetin samimiyetine bağlı ama şu açıdan bakarsak f.h.erdem AKP’nin yeni anayasada kürtlerle veya şöyle diyelim kürt sorunu nasıl çözüleceğini iyi biliyorsa ve bunu iyi anlatmayı başarırsa bu görevde başarılı olur.Aslında akil adamlar Türkiye’nin kürt sorunundan yola çıkarak bütün sorunlarıyla ilgilenmeli,çünkü daha önce belirtmiştim bu sorunun o kadar çok boyutları varki bunların hepsi ile tek tek ilgilenmek gerek.

YILMAZ ERDOĞAN;1968 Hakkari doğumlu çocukluğu Ankara’da geçti,1987 yılında istanbul teknik üniversitesi inşaat fakültesini kazandı ancak lisans öğrenimini yarıda bırakıp tiyatro kadrosuna katılmayı tercih etti,sinema oyuncusu,senarist,yönetmen.Ben ne yazık ki şunu ifade etmek durumundayım,Türkiye’de bir kaç il varki bazı kesimler bu illerin isminden bile korkuyor,işin ilginç yanı bu korkuları kendileri oluşturmuş,örneğin;şırnak,Hakkari gibi.Ben bir şeyi itiraf etmek durumundayım,ben y.erdoğan’ı oldu olası beğenirim,hayranı değilim ama filimleri güzel.Y.erdoğan’ın hakkari’li olduğunu çok kısa bir zaman önce öğrendim ve resmen şok oldum,bu kadar çok sevilen bir adam,başarılı bir sanatçı ama memleketi bazı kesimler tarafından korku memleketi haline dönüşmüş Hakkari.Biraz düşününce demekki oluyormuş,bizim ülkücüleri biraz düşünelim,iddialarına göre kürt yoktur eyvallah kardeşim öyle olsun,aralarında y.erdoğan’ı seven yokmudur hatta biraz daha ileri gidicem y.erdoğan’ın hayranı olan yokmudur.Y.erdoğan kürt olduğunu inkar etmiyor bu nasıl oluyor.Bütün kürtler tüh kaka y.erdoğan baştacı,işin ilginç tarafı y.erdoğan hepimiz kardeşiz bu ülkede kürt var diyor en azından bu sorunun çözülmesinin gerektiğini düşünüyor.Eh hayaranlarından artık ya MHP yada y.erdoğan’ı seçecek.Milleti böyle bir seçim yapmak zorunda bırakmaya kimin hakkı var.Bakın burada alınması gereken güzel bir örnek var,fırsat verildiğinde Hakkari’de başarılı sanatçılar çıkıyormuş değilmi.Bence bu bile iyi bir örnek,doğru bir isim ama ne kadar başarılı olur orası hakkında teredütlerim var.

ETYEN MAHÇUPYAN;1950 İstanbul doğumlu,1968 Robert koleji,1972 Boğaziçi üniversitesi kimya mühendisliğini bitirdi.2001 yılından bu yana zaman gazetesinde yazıyor,hem gazeteci,hemde yazardır.Bu yazı dizisini yazarken bazı noktaları 3yada4 kere tekrarlamak zorunda kaldım,siz değerli okuyucularımdan özür dilerim ama bunu yapmasaydım bu yazım amacına ulaşamazdı.Çünkü öyle bir ülkede yaşıyoruzki siyaset gündemi bugün dost olanlar bir bakıyoruz ertesi gün birbirlerine eleştiri yağmuruna tututyor,hatta zaman zaman davalar açılıyor,anlamak yorumlamak zor.Efendim zaman gazetesi bildiğimiz gibi cemaatin gazetesidir(bunu kınamıyorum)son zamanlardaki AKP ile ilişkilerindeki gerginliği daha önce örnek vermiştim.Hakan fidan olayından başlayan ve zaman zaman farklı meseleler ile aralarında ihtilaflar oluşmaya başlamıştır.Gelecekte ne olur bu ihtilaf olayları farklı konularda ortaya çıkarmı acaba diye insanın aklına takılıyor.Dedimya siyasi dengeler çok çabuk değişiyor.Etyen mahçupyan’a gelince ben birkaç kere yazılarını okumuştum ve radyodan dinlemiştim.Onlara dayanarak şunu söyleyebilirim en azından bu soruna yaklaşımını beğeniyorum,elbette eleştirdiğim ynalarıvar ama doğru bir isim olabilir bekleyip görelim.

LAMİ ÖZGEN(KESK);1963 Diyarbakır doğumlu,milli eğitim bakanlığına bağlı okullarda biyoloji öğretmeni olarak görev yaptı.KCK soruşturması kapsamında gözaltına alındı,mahkemeye sevk edildi,özgen 34 sendikacıdan kendisiyle beraber 12 kişi serbest kaldı 22 sendikacıda tutuklandı,ilginç değilmi.Önce pkk’nın şehir yapılanması isimlendirilen KCK’dan tutuklanan biri sonra hükümetin bir projesi olan akiller grubunda yer alması.Bazı ülkücü arkadaşlar bu dediğimi okuyunca bana şunu diyebilirler,sayı Furkan AKP’nin ülkeyi sattığını nihayet anladı,bende onlara şimdiden cevap vereyim bir milleti inkar eden ALLAH’ın bir ayetini inkar etmiş olur diye bir söz var.Siz koskoca bir milleti inkar eden bir düşünceye sahipsiniz,ben sizizn karşı olduğunuz için karşı değilim akil adamlara.Sadece bazı isimler olduğu için akil adamlar projesini eleştiriyorum.Bunlardan biride lami Özgen’dir,hükümet bu ismin Diyarbakır’lı olduğu için bu görevi vermiş olabilir.Bence doğru bir sıtrateji ama hükümet kendisiyle bazı noktalarda çelişiyor,görelim bakalım bu çelişkiyi yıkabileceklermi.

AHMET FARUK ÜNSAL(MAZLUM-DER);1963 Diyarbakır doğumlu,babası abdurrhman bey eski milli selamet partisi milletvekilidir.İstanbul teknik üniversitesi sakarya mühendislik fakültesi makine bölümümden mezun oldu.Kendisi”mazlum-der”genel başkanı ayrıca İHH’da dış ilişkiler kordinatörlüğünüde yapıyor,mühendis,politikacı,siyaset adamı.Mazlum-der denilince aklıma şu geliyor,hakikaten yıllardır Türkiye’deki ve dünyadaki sorunlara,haksızlıklara,işgallere karşı duran meydanlarda eylemler gerçekleştiren seminerler veren Müslümanların daha iyi yaşamasının hakkı olduğunu savunan bir dernektir.Ama kendine göre kırmızı çizgileride var,bu kırmızı çizgilerin muhakkak eleştirecek yanlarıda vardır.Her insanın yanlış yapma yeteneği vardır,çünkü ancak ALLAH’ın yapma ihtimali yoktur.Onun için ben şimdi mazlum-der’in yaklaşımıyla hükümetin kürt sorununa yaklaşımı arasında bir fark yokmu.Bence okuduklarımı,dinlediklerime dayanarak söylüyorum,aynı noktalar olabilir ama çok farklılıklar görüyorum,buda benim aklımı karıştırıyor.A.faruk Ünsal’ın akil adamlar grubunda olmasını eleştirmiyorum ama acaba kendi dernekleri ile hükümetin kürt sorununa yaklaşımı arasında bir fark görmüyormu?görülüyorsa bu sorunu nasıl kendi içinde çözüyor?eğer çözülmüyorsa a.f.ünsal bu görevinde çokta başarılı olamaz.G.doğu Anadolu bölgesi,doğu Anadolu bölgesi gibi kritik bir bölgedir.PKK’nın ve BDP’nin zaman zaman oradaki halka psikolojik baskı yapması akil adamların işini zorlaştırabilir.Genel sonuç bölümünde hangi bölgede ne kadar başarılı ve başarısız olabilirler daha deteylı tahminlerimi yazıcam.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir