Siyasi Yazılar

ALİYA İZZET BEGOVİÇ VE İMAM HUMEYNİ MEZARLARI

Yaşadığımız şehir İstanbul koskoca Osmanlı’ya başkentlik yapmış bir kadim şehirdir. Bu yüzden bazı bölgelerde eski mezarlıklar bulunuyor Osmanlı zamanında mezar taşları çok önemliydi, ölen kişinin mesleği mezar taşından anlaşılabiliyordu. Hoca, marangoz, alim, vezir, kadı, vb. mesleklerden oldukları açık net şekilde görülüyordu. Her mesleğin bir karakteri var bu bugün bile böyledir mesela tüccar adam çok zeki bir kişiliğe sahiptir, marangozlar genellikle verdikleri sözü geç yerine getirmekle meşhurdurlar, demirle uğraşanlar biraz alimlik yönleri vardır ama hayatı iyi okurlar. Yani mezar taşları dolaylı olarak ölen kişinin kişiliği hakkında insana bilgi verir. Bütün bunları niye anlattım dün kendi kendime düşünüyordum İran’a gittiğimde İmam Humeyni’nin mezarına ve Bosna’ya gittiğimde bilge kral Aliya ‘nın mezarına da  gittim iki mezarı da birbiri ile kıyas yaparak bir şeyler çıkartmaya çalıştım. Biliyorsunuz İran devrimi sonrası bugünkü Mollalar İran’ı ortaya çıkmıştır kaldı ki İmam Humeyni’nin devrimi sürecine şöyle bakmalıyız; evet Humeyni laik bir düzeni yıkmış olabilir ama İslam inancı olarak çok yanlış düşünceleri vardı. En basiti ile şunu söyleyebiliriz Şii biriydi; Hz. Ayşe, Hz. Ebubekir Hz. Ömer’i eleştiren bir inanca sahipti, zaten bunu kitaplarının bir çok yerinde görürüz. Bırakın onu 2011 den beri Suriye de İran’ın yaptıklarına baksak bu bile Humeyni’nin kurduğu bir ülkenin ne kadar kötü bir siyasi ve inanç sistemine sahip olduğunu anlayabiliriz. Mezarını gezdiğimizde benim aklım duracak noktaya gelmişti, altın suyuna boyanmış duvarlar camlar ile çevrilmiş mezar ve insanların içine delirmişçesine attıkları paralarda cabası, klasik bidat kültürü hatta bizim toplumumuza göre belki de bir kaç kat fazladır.

Gelelim bilge kral Aliya İzzet Begoviç’e ; ülkelerin kuruluşuna katkı sağlayan kişilere anıt mezat yapması doğaldır. Anormal olan bu mezarların çok fazla gösterişli olması, Aliya ‘nın mezarı ‘da bir anıt mezar olarak yapmışlar ama ne altından ne gümüşten sadece hayattayken verdiği mücadeleye saygı olarak üstelik mezarında ne çaput bağlama ne cam  faunus ile çevirme nede içine para, altın yada gümüş atılmamış insanlar geliyor dua edip gidiyor kadar. Bu iki örnek aslında yazının ilk başında Osmanlı da mezar taşı geleneğine bir örnektir, bir yanda tarih boyunca ve günümüzde hep Müslümanlara sorun çıkartan İran ve onun devrimini yapan Humeyni diğer yanda bir ülkenin kurucusu ve Müslümanlara hayat dersleri veren Aliya örneği; savaşı düşmana benzeyince kaybedersiniz sözünün sahibidir. Galiba Humeyni’nin mezarı ve Aliya ‘nın mezarını görünce Osmanlı’nın o mezar taşları şekillerinin ölen kişinin hangi mesleği yaptığını anlaşıldığı gibi Aliya’nın ne Humeyni’nin kişiliklerini anladım. Nitekim tarih bunu bize anlatıyor ama kendi adıma sadece bu mezarlara bakarak konuyu daha iyi kavradım. Demek ki neymiş mezar taşı veya mezar deyip geçmemek lazımmış öldükten sonra bile insanlara bir şeyler anlatabiliyorsunuz. Selam ve Dua ile…

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir