Siyasi Yazılar

GÜNDEME DAİR

Yaklaşık 1 aydır bazı teknik sebeplerden dolayı yazılarıma ara vermek zorunda kalmıştım, Türkiye de 24 saat bile siyaset için çok uzun olduğunu göz önüne alırsak 1 ay epey uzun bir zamandır. Eveeet gelin şimdi biraz gündemi değerlendirelim, seçim değerlendirmesinden önce seçimden önceki bazı olaylar hakkında bir kaç cümle söylemek istiyorum. Muharrem incenin adaylıktan çekilmesi hakkında bir şeyler söylemeden edemeyeceğim hatırladığınız gibi bu olaydan öncede Meral Akşener masadan hop oturup hop kalktı pardon tam tersi olacaktı hop kalkıp hop oturdu. Açık söyleyeyim bu seçim süreci muhalefet için bir dizi filmden farksız oldu nerede ne olacağı belli olmayan bir Türk dizisi gibi bir siyaset işlediler. Ben Muharrem İncenin çekilmesini tıpkı Akşener’in masadan kalkmasına benzettim tabi İnce’nin geri adım atma gibi bir şansı olmadı, acaba ne oldu da böyle bir karar aldı oda büyük bir muamma. Evet gelelim 14 Mayıs seçimlerine bir kere şunu yukarıdaki olay bağlamında dile getireyim; Muharrem İnce çekilmesine rağmen %1,5 oy aldı, bu şu açıdan önemli Muharrem İnce’ye yapılan haksızlığa karşı bu toplumda bir kesim aday olmamasına rağmen bu haksızlık karşısında bir tepki koydu. Sayın İnce’nin siyasi görüşlerini bir tarafa bırakarak şunu dile getireyim bu %1,5 oy bir tepki oyuydu ve benim açımdan bir haksızlığa karşı haykırış olduğu için benim için çok değerlidir. Gelelim Erdoğan ve Kılıçdaroğlu ‘na seçimin en büyük iki adayına, aslında belki de hiç kimsenin farkında olmadığı yada farkında olupta dile getirmediği bir durumdan bahsetmek lazım. Kemal Kılıçdaroğlu yaklaşık 13 senedir CHP başında bir kaset olayı ile o koltuğa oturdu, yazarlar, siyasetçiler bu koltuğa geliş biçimini hep tartıştılar böyle giderse de hep tartışılacak. Her neyse eninde sonunda CHP genel başkanı olarak bugün Türkiye de siyaset yapıyor ama bu hayatın belki de bizlere gösterdiği adalet midir yoksa adını tam koyamadığım başka bir şey’midir bilemiyorum kasetle gelen Kemal bey zor durumda kaldı. Peki bu sandığa nasıl yansır onu da ikinci tur da göreceğiz, Kılıçdaroğlu hakkında bir şey daha söylemek lazım malum Ramazanın son günlerinde ” ben aleviyim” gibi bir açıklama yaparak gündeme gelmişti. Peki Erdoğan çıkıp ben Sünni’yim  derse bu Ülkede ne olurdu, Erdoğan’ı linç etmezler miydi. Ama malesef bizim sol kesimde adalet olmadığı için ses çıkaran da yok( bazı istisnalar hariç) tabi buradan olayın bir çok boyutu var mesela mezhep üzerinden siyaset yapmak gibi bir boyutu da var ki bu söylediğim sol cenah için büyük bir yanlış ama kendileri yapınca çıt yok. Gelelim Davutoğlu ve Babacan’a 3 yada 4 ay önce bu sitede şunu yazmıştım Davutoğlu’n Davutoğlu yapan Babacan’ı Babacan yapan Erdoğan’dır. 2002 den önce bu isimleri kaç kişi tanıyordu şunu belirteyim kendi alanlarında çok başarılı kişilerdi, olabilir buna ben bugün bile saygı duyuyorum ama bazen aynı gemide yol aldığın kaptanı denize atmaya kalkarsan o deniz senide içine çeker. Mesela şöyle bir örnek vereyim 2011 den önce %40 oy alıyorsa bugün %1,5 oy alıyorsa aradaki fark nereye gitti diye oturup düşünmesi gerekir aynı şey Babacan içinde geçerli. Neyse sonuç olarak seçimler 2.ci tura kaldı ve şu açık ve net Erdoğan’ın şansı Kılıçdaoğlu’na göre çok çok fazla peki seçimden sonra Kılıçdaroğlu ile masaya oturanlar kendilerine öz eleştiri yaparlar ‘mı bunu da bekleyip göreceğiz. Selam ve Dua ile…

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir