Suriye savaşının 5. senesini geride bıraktığımız günlerin içerisindeyiz, şurası bir gerçek Suriye de durum öyle bir hal aldı ki Filistin meselesinden daha çok gündemde. Arap baharı veya intifadan etkilenen Suriye halkı ve muhalif siyasi görüşler Esad’a karşı savaşmaya başladı. O günlerde öyle bir hava vardı ki hepimiz Esad 3 yada 5 ay sonra gider yerine halkın seçtiği biri gelir diye düşünmeye başlamıştık. Öbür yandan Orta Doğu da bazı büyük değişikler olmaya başlamıştı, Tunus, Mısır, Yemen, Libya da diktatörlerin ömrü bitmiş gibi görünüyordu ki buda bizi yanılttı. Çin ve Rusya yani benim tabirimle dersek eski Komünist kardeşler yanlarına İran’ı alarak Esad’ı savunmaya geçtiler diye düşünürken hiç aklımıza gelmeyecek şekilde ABD ile de anlaşarak otomatikman ABD taşeronu olan eski adı ile IŞİD yeni adı ile DAEŞ, PYD, YPG ve tabi ki hiç şaşırmayacağımız gibi PKK da saflarına katılarak Suriye’de ki savaş işin içinden çıkılmayacak bir duruma getirildi. Daha basit bir cümle kuralım; Suriye halkının Esad’ı devirmek için başlattığı devrimi bir şekilde kendi kontrollerine almak için siyaset yaptılar. Bunun iki önemli ayağı var;
1- Rusya ve Çin
2- ABD ve AB
Aslında ben ne Çin nede Rusya’nın Esad’ı hakikaten sevdikleri için mi gitmesini istemiyorlar? yoksa kendi çıkarları ve sırf ABD ve AB ye Orta Doğunun kontrolünü bırakmak istemedikleri için mi? böyle bir politika üzerinden yol gidiyorlar. Dedim ya Esad’ın gitmesi için başlayan Suriye halkının ayaklanması öyle bir hale geldi ki Esad’ı konuşmaktan çok diğer Ülkelerin ( bunun için de Türkiye de var ) bu Ülkede ki kendi çıkarlarını ve bunun uğruna yaptıkları hamleleri konuşmaya başladık. Yani asıl çıban başı Esad unutturuldu, yukarıda saydığım Ülke ve örgütler daha fazla tartışıldı. izledikleri politikalar ÖSO ( Özgür Suriye Ordusu ) nun politikalarından daha çok tartışıldı, özellikle IŞİD in Türkiye Konsolosluğuna baskın yaptıktan sonra bu örgüt daha fazla gündeme gelmeye başladı, tabi Dünyanın gözü önünde insanların kafalarını keserek kafeste adam yakmalarını saymıyorum. Son 2-3 aydır Cenevre görüşmeleri gündeme geldi. Esad ve yönetimine şunu diyorlar; 6 ay veya 1 sene içinde Ülke Başkanlığını bırak ve Suriye normale dönsün. Tabi bunu söyleyen kendi çıkarlarına göre söylüyorlar, aslında bugün Esad gitse bile Suriye de dış güçlerin ve onlara yardımcı Taşeron örgütlerin Suriye topraklarını terk etmesi o kadar kolay olmayacak. Dedim ya halkın ayaklanmasını bazı güçler kullanarak Suriye de ki durum çok karma karışık bir hale geldi, onun için Esad’ın gitmesi yakın olabilir ama bu Esad’dan sonra Suriye de her şey çok kolay anlamına gelmez. Bunu Suriyeli kardeşlerim yanlış anlamasın elbette Suriye halkı bugün kendi Ülkelerin de bir gün özgürce yaşayacaklar ama bunun için İslam’ın emrettiği şekilde yaşayarak geçmişi unutmadan bir Müslümanın nasıl olması gerektiğini ümmet bilinci ile yarınlarını İnşallah kuracaklar. Onun için ben Cenevre’nin Batının oyunu olarak görüyorum, aslında siyasi olarak özgür Suriye’nin halk tarafından seçilmiş Hükümetini yakın gelecekte göreceğiz gibi görünüyor. Ama bu ne kadar mümkün olur, Müslümanları yeni bir tuzağa mı çekmek istiyorlar, orası bir muamma, bekleyip görelim. Selam ve Dua ile…