Yaklaşık 1 aya yakındır Cemaat-Hükümet tartışmasını izleyip, dinliyoruz, tartışıyoruz. Her gün yeni bir gelişme, yeni açıklamalar, güncel yazarların önemli köşe yazıları, yeni mektuplar, bütün bunların hepsi bu kavgaya katkı sağlıyor. Kimimizde bilerek yapıyor bunu, kimimizde benim gibi bilmeden T.V’ den, medyadan takip edebildiği kadar işin gerçeğini bilmeden anlatıldığı kadar yapıyor. Bazılarımızda konuşma hevesinden ötürü katkı yapıyor bu kavgaya. Olay zaten büyük, bu yorumlarda üzerine geldi’ mi kimi zaman işin içinden çıkamıyoruz, daha’ da acısı Türkiye bütün bunlardan zarar görüyor. Efendim dün önemli bir gelişme daha oldu, Yeni Şafak yazarı Fehmi Koru Amerika’da bulunan Hoca Efendi’den Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’e bir mektup verdi. Mektup kamuoyuyla paylaşıldı, özetle şunu diyor; Dershanelerin kapatılmasına engel olmasını istiyor sayın Cumhurbaşkanından, ayrıca mektubu Başbakan’ında okumasını istiyor. İnsanın aklına şu geliyor, ne oldu hocam 20 gün önce beddua eden sen değil’ miydin? Ateş topu gibi dokunanı yakan sen değil’ miydin? Şimdi ne oldu’ da bu kadar çabuk sinirlerin gitti, insanın aklına geliyor. Hoca efendi çok zeki biri, bu yazdıklarının acaba Türkiye’ye zararı olabileceğini hiç düşünmedi’ mi? Sayın Cumhurbaşkanı şimdi ne yapsın, bakın bir mektup nelere mal olabilir. Dershane kanunu teklif halinde Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’ün ya önünde, yada yakında önüne gelecek. Bir tarafta 12 yıllık birlikte çalıştığı arkadaşları, diğer tarafta Türkiye’nin en etkin Cemaati var. Cumhurbaşkanı hangi seçeneği seçecek, orasını’ da günü gelince yazarım ama böyle bir seçime Cumhurbaşkanı’nı mecbur etmeye bence haksızlık olur. Burada bir şey daha eklemek lazım hep yazdım ve birileri duyana kadar yazacağım, bu kavga Türkiye’ye zarar veriyor, lütfen biraz daha birbirimize anlayışlı olalım.