Siyasi Yazılar

MISIR DARBESİ ÜZERİNDE SÖYLEŞİ

Ekin yayınları koordinatörü Murat Ayar ile Mısır darbesi üzerine röportaj;

Furkan Başar; ben ilk baştan başlamanın daha doğru olacağını düşünüyorum onun için şu soruyla başlamak istiyorum; Tunus’ta bir işçinin kendini yakması ilk bakışta basit bir olay gibi göründü ama ülkeyi ve bölgeyi etkisi altına aldı, bunu nasıl değerlendirmek lazım.

Murat Ayar; Şimdi ilk başta Tunus’la başlatıyorsan bu sorunun cevabını anlamak için biraz başa gelmek gerekiyor bu daha doğrusu Batı’nın Ortadoğu dediği İslam coğrafya’ sının nasıl şekillendiğine bakmak gerekiyor tam oradan başlamak gerekiyor. Batı bu sanayi İnkılabı ile coğrafi keşiflerle v. s. ile kendinden olmayan zenginliklerle Amerika, Afrika, Avusturalya, Hindistan’daki zenginlikleri Avrupa’ya taşıyarak büyük bir güç edindi yani ekonomik güç elde etti. Bununla’ da Dünyanın geri kalanını’ da kendisine göre dizayn etme hakkını kendinde gördü. Biz İslam coğrafyası içerisinde her bir Müslüman Halk için deli gömleği olan Ulus kimlikler giydirdi, sınırlar çizdi, sen Tunus’sun, sen Cezayir’sin, sen Türkiye’sin, sen Suriye’sin, sen Irak’sın diye bize böyle deli gömlekleri giydirdiler. Bunlar bizim kendi tarihimize, kültürümüze ve gerçeklerimize aykırıydı, daha sonrada bu deli gömleklerini’ de tabiri caizse bununla idare etmemiz için’ de isimleri Ahmet, Hasan, Ali, olan bizim gibi isimleri olan ama zihinleri batıya ait olan Malik bin nebi’ nin sömürüye dediği insanlardan olan birilerini’ de tabiri caizse tam olarak sömürge Vali’ si olarak atadılar. Yani devşirilmiş insanları normalde içimizdeki Danimarkalıları içimizdeki bu yabancıları başımıza lider olarak atadılar ve Askeri olarak’ ta desteklediler. Dolayısıyla İslam toplumlarını yani 100 seneden fazla bu şekilde idare etmeye çalıştılar. Bu birikmiş bir öfkeydi, hesaplaşmaydı tabi’ ki özellikle Arap toplumlarında, İslam toplumlarında, Filistin meselesi, Gazze işgali, Kudüs meselesi, ABD Irakta 100.ooo binlerce kardeşimizi katletmesi bu toplumlarda artık bir travma oluşturmuştu, nefret biriktirmişti. İş birlikçilerin Halkı soyması, fakirleştirmesi, mallarına el koyması’ da ayrı bir sıkıntı oluşturmuştu, en temel mesele buydu, dolayısıyla bir işçi bir seyyar satıcının kendini yakması normalde bizim Aksaray’da ne bileyim görebileceğimiz cinnet geçirmiş bir tipti ama o zaten var olan öfkenin patlamasına yol açan kıvılcımdı bundan dolayı olduğunu düşünüyorum.

Furkan Başar; Mısır’da ilk defa Hüsnü Mübarek’e karşı ayaklanma nasıl başladı.

Murat Ayar; Tunus’ta olayların başlamasıyla Mısır’da bu olaylar patlak verdi ama şu anda geçenlerde tutuklanan İhvan’ ın üst düzey yöneticilerinden Eşref Abdül Gaffar Türkiye geldi ve burada kendisiyle bir süre görüştük; bu olaylar başladığından bir süre sonra 2011 yada 2012 seçimleri olacaktı, seçimde şu düşünülüyordu, acaba Cumhurbaşkanlığı için Mübarek mi  aday olacak yoksa çocuklarımı bu düşünülüyordu. Biz İslami hareket olarak İhvan olarak zaten Mübarek faktörünün Mısır içinde devre dışı bırakmak için Mısır’da halkın iradesinin yönetime tecelli etmesi için bu alanda sivil itaatsizlik eylemlerine hazırlanıyorduk böyle bir çalışmamız vardı, Ama ALLAH’ ın takdiri Tunus’ta böyle bir olayın başlaması ile bu biraz erkene alındı diyor.

Tunus’ta başlayan Halk ayaklanması bu yönetimin değişmesini devrilmesini istiyor sloganlarıyla başlayan durum domino etkisiyle tüm Arap ülkelerini etkilemeye başlamıştı. Mısır’da zaten birikmiş bir öfke vardı dolayısıyla’ da Mısır’daki olayların erken tetiklemesine sebep olan şey Tunus’taki olayların başlamasıydı, zaten bizim görüştüğümüz muhalefet ve İhvan yetkilileri Mübarek ve aile’ sinin tekrar yönetime gelmemesi için büyük kitlesel gösterilere hazırlık yapıyorduk diyor. Bununla alakalı hatırlıyorsan Haksöz dergisinde’ de Eşref Abdul Gaffar’ ın bu iddiası ile ilgili Mısır’la alakalı yazılarda’ da bunu yazmıştık.

Furkan Başar; Müslüman kardeşler’ in 1928 lerde kurulduğunu hepimiz biliyoruz, Enver Sedat ve Mübarek döneminde yönetme ve muhalefet şeklinden bahsedermisiniz.

Murat Ayar; Tüm Arap ülkelerinde olduğu gibi Mısır’ dada İhvan örgütlüdür, İhvan 1928 yılında ismailiye’ de Hasan el benna ve birkaç arkadaşıyla ( esnaf, öğretmen v.s ) kurulan yardım teşkilatı olarak yani tam olarak anlayabilmemiz için bir Cami yaptırma derneği olarak kuruluyor. Hasan el benna’nın zihni daha açık, ufku daha geniş kısa bir sürede Kahire, Süveyş, İskenderun’da şubeleri açıyor ve öğrenci teşkilatları, köylü ve esnaf teşkilatları ile Mısır halkının tüm ince kanallarına kadar nüfus eden bir harekete dönüşüyor. İhvan’ın üzerine çok baskılar vardır, mesela Suriye’de İhvan üyesi olmak Hama katliamından hemen önce 1982 de çıkarılan bir yasa ile idam cezası gerektiriyor. İhvan mensubuysan suç işlemesen bile bu ölüm sebebidir, Mısır içinde bu böyledir. Mısır’da İhvan üyesi olup’ ta yöneticisi olup’ ta cezaevinde yatmayan hiç kimse yoktur. Şu anda geçenlerde tekrar tutuklanan işkenceyle çenesi kırılan Muhammed bedi Seyit kutup’ un genç arkadaşıdır, sadece Seyit kutup’ un Şehit edildiği 1966 da 9 sene hücrede kalıyor, hapis yatıyor. İhvan tarihi mücadelenin tarihidir ama İhvan nasıl bir muhalefet sergiliyordu bunu ilk önce bizim klasik cemaat algımızın veya siyaset parti gördüğümüzün çok çok ötesinde bir şeydir. İhvan yoksul halkın yardımcısı, öğrencilerin öğretmeni, öğretmenlerin yol arkadaşı, medreselerde Kur’ an talebelerinin öğretmeni yani halkın her tarafına nüfus eden bir durum var, ayrıca Mısır’daki tüm barolar İhvana mensup avukatların elindedir. Mühendisler odası, mimarlar odası, Mısır’daki bütün öğrenci birlikleri İhvana bağlıdır ve bu kadarda güçlüdür, bu örgütlüğünün sonucu olarak’ ta darbe oluyor ve Dünya tarihinde ilk defa tanka karşı milyonlarca insan sokaklarda kalabiliyor. 1966 Tiane meydanında bir genç tankın karşısında duruyor, biz yıllardan beri bunu özgürlük sembolü olarak algılıyoruz. Sen halkını biner biner katledebilirsin ama ALLAH’ a dayanan halkı yenebilmen imkansız, bunları yenersin ama bunları çocukları gelir mutlaka bunların hesabını sorar yani buda ayrı bir durumdur.

Furkan Başar; Müslüman kardeşlere nasıl baskılar yapıldı.

Murat Ayar; Müslüman kardeşleri kurşuna dizildiler, idam edildiler, mallarına el konuldu, kadınlar dahil korkunç işkenceler gördüler, sürgün edildiler, seçime sokulmadılar yani düşünün İhvan bu 25 Ocak devrimine kadar( Mübarek’in devrildiği gün ) ancak ismi bir sol parti olan bir partiyi ele geçirip oraya insanlar sokarak meclise milletvekili sokabildiler. İhvan kurucusunu şehit veren bir harekettir en önemli kadrolarını 1948 İsrail işgali olduğunda Filistin’de feda eden bir harekettir. Dolayısıyla İhvan kimdir sorusuna, İhvan Halk’ tır, yani halk gerek işgallere karşı, gerek emperyalistlere karşı, gerek devşirilmiş yöneticilere karşı büyük bedeller ödediler, mücadeleler verdiler, binlerce üyesini şehit veren bir harekettir. İhvan mensubu olupta tutuklanmayan, işkence görmeyen, öldürülmeyen adam yok.

Furkan Başar; Mübarek iktidarının düşmesinden sonra ilk genel seçimlerinden Müslüman kardeşler %50 gibi yüksek oy alarak iktidar olmasının sebebi acaba Müslüman kardeşlere olan güven’ mi yoksa Mübarek diktasına etki-tepki mesele’ simidir.

Murat Ayar; Müslüman kardeşlere olan güvendir, orada İhvan ile birlikte seçime girenler Mübarek partisi değildi, diğer liberal partiler yani şuan darbecilerle birlikte temerrüd hareketi, altı nisan gençlik hareketi, sol partiler, liberaller kendilerini Mübarek karşıtı olarak adlandırıyorlardı ama Baradey ve onun partisi, Amr-ı Musa, zamanın Mısır’ın Dış işleri Bakanı muhalefete daha fazla destek veren bir tipti, bunlar seçime girdi ve bunlar kaybetti. İhvan neden kazandı, halkın kendisi olduğu için halk ona yardımcı oldu ama şunu da unutmamak gerekiyor seçime katılım çok düşüktü, çünkü uzun yıllardır Mısır halkı cahil bırakıldı, Mısır halkının çok ciddi oranı okuma-yazma bilmiyor yani tüm yoğun tartışmalara rağmen seçime katılım %50 üzerine çıkmıyor ,olayın bir de bu boyutu var. İhvan’ a oy verenler kim dersiniz, Mısır toplumunun en okumuş, en aydın, en dinamik kesimleridir bu okumuşluğu’ da sırf okul olarak’ ta algılamamak gerekiyor, cahil olmayan anlamında.

Furkan Başar; Mursi ve hükümetinin bir senelik iktidardaki doğru ve yanlışları nelerdir, insanın aklına şu geliyor ister istemez Müslüman kardeşler ne yaptı’ da Askeriyenin eline koz verdi.

Murat Ayar; Bir hikaye anlatılır; kurt derenin üst kısmında kuzuda aşağıda, kurt homurdanarak suyumu bulandırıyorsun bak yerim seni, kuzu diyor ki; ben derenin aşağısındayım bulandırıyorsan sen bulandırırsın suyun başında olan sensin, kurt; olsun seni yiyeceğim m ya diyor. Dolayısıyla Askeriyenin darbe yapmak için bahaneye ihtiyacı yok olaya o şekilde yaklaşmak gerekiyor. Mursi halkın %50 sinin oyuyla iktidara geldi doğru ama sadece Cumhurbaşkanı oldu, çünkü bürokrasi, Askeri kadrolar, polis teşkilatı, haberleşme teşkilatı hepsi Mübare’ kçilerin elindeydi yani bir adam devrilerek sistem komple değişmiyor dolayısıyla zamana ihtiyaç vardı yani şöyle düşünün, ülkenin en zenginleri sana karşı, bizzat bürokrasi sana karşı, petrol’ ün vanasını sana kısıyor, dağıtmıyor binlerce araç benzincilerin önünde kuyruk oluşuyor ve şöyle propaganda ediliyor; Mursi Gazze’ye petrol veriyor diyor, bizim petrolümüzü Gazze’ye verdiği için biz burada perişan olduk diyorlar, bu halk üzerinde etkili oluyor’ mu, oluyor, insanları işten çıkarıyorlar yani ekonomiyi işlemez hale getiriyorlar tabi bunun pastası kime çıkar tabi’ ki Cumhurbaşkanına çıkar. Bir de şöyle düşünün Mursi Cumhurbaşkanı olmasına rağmen Devlet televizyonu bile kendi aleyhine çalışıyor. Mısır’da böyle bir toplum vardı, korkunç, dolayısıyla Cumhurbaşkanlığına gelmiş ama iktidar olamamış bir İhvan’ dan bahsediyoruz, İhvan’ da bu süreci bertaraf etmeye çalışıyor ama basit değil, 1,5 sene Mübarek’ in devrildiği zaman Generallerin iktidar olduğu dönemde 30 milyarlık Merkez bankası rezervleri 10 milyara inmiş, Devlet şu anda memurları bile maaşını veremeyecek pozisyonda onun için darbe olur olmaz yardımcıları ABD, SUUDİ ARABİSTAN,AB ve diğerleri 5 milyar senden, 10 milyar benden diyerek para akıttılar Mısır’a böyle bir Mısır’dan bahsediyoruz. İhvan’ ın suçu yoktu, elinden geleni yaptı ama bunlar yeni bir toplum, yeni bir muhalefet odağı olmasını istemiyorlardı, çünkü İhvan yeni bir alternatifin adı olacaktı başarılı olması durumunda bu yüzden ABD, İsrail sıranın kendisinde olmasından korkan Ürdün, Arabistan, Körfez emirliklerinin emriyle darbe yaptılar. Burada İhvan’ ın yanlışlarından değil uluslararası komplodan bahsetmek gerekir.

Furkan Başar; Hepimiz biliyoruz ki sisi’ yi Genelkurmay Başkanlığına Mursi getirdi, daha ilgin olanı ise sisi’ nin hanımı çarşaflı iki oğlu’ da hafız, benim aklıma şu takılıyor; sisi Müslüman kardeşlerin içinde bulunan bir ajan’ mıydı? yoksa sonradan mı değişti.

Murat Ayar; Sisi hiç bir dönemde Müslüman kardeşlerin içinde yer almadı, birde Mısır toplumunu Türkiye toplumu gibi algılamamak gerekiyor. Mısır toplumunun içerisinde ordu’ nun içerisinde de başörtülü olmak  veya peçeli olmak ilerlemeye engel bir durum değildir. Önemli olan orada İslam’ın hayata müdahilliğini savunuyor pozisyonu olmak gerekiyor, şöyle düşünün senin ismin İslam Cumhuriyeti olabiliyor ama Esad’a destek veren silahlı çeteler kurabiliyorsun ama ismi İslam Cumhuriyeti, senin temel gerekçen ALLAH rızasının önüne koyarsan ister Devlet olsun ister şahıs olsun Hizbullah’tan aniden Hizbuş-şeytana dönüşebilirsin bu onun kendi tercihi, birde şöyle düşünmek gerekiyor mesela kendisini Mekke’nin , Medine’nin, Kabe’nin hizmetkarı ilan denler kardeşlerimizin katliamı konusundaki o coşkulu istekleri seni bir anda Suudi Amerika yapabilir dolayısıyla namaz kılmak önemlidir ama namaz ve okuduğumuz Kur’an seni kötülükten korumuyorsa o zaman şu gündeme geliyor; vay o namaz kılanların haline devreye giriyor. Eğer kıldığımız namaz bize zulüm’ e karşı direnişi emretmiyorsa  o kıldığımız namazda sorun var demektir. Bu yüzden sisi’ nin eşi peçeliymiş çocukları hafızmış o onu kurtarmıyor, düştüğü çirkinlikten kurtarmıyor, ama İhvan’ la hiçbir dönem birlikte olmuş birisi değil. Türkiye’de şu gibi düşünün, AKP döneminde kaç tane Genelkurmay Başkanı değişti, İlker Başbuğda bunlardan birisiydi, şu anda terör örgütü yöneticisi konumunda cezaevinde yatıyor, sonuçta İlker Başbuğ Başbakanın başkanlık ettiği Cumhurbaşkanının’ da onayıyla Genel kurmay Başkanı olmuş birisidir yaş toplantılarında. Mısır’ dada bu şekilde teamüller var, dolayısıyla Tantavi vardı, darbe tehdidi yapınca 500 subayla birlikte görevden alındı ama sen devlet televizyonuna bile hakim değilsin ki orduya hakim olasın. Mısır radyo televizyonunda 40 bin kişi çalışıyor, 38 bin kişi Mursi karşıtı böyle bir durum.

Furkan Başar; ABD’nin İsrail’in, Türkiye’nin, Avrupa’nın ve Müslüman ülkelerin darbeye karşı tepkilerini kısaca değerlendirir’ misiniz.

Murat Ayar; Darbeye karşı tüm dünya ülkeleri arasında en net tepkiyi gösteren Türkiye oldu, onun dışında kısmen Katar oldu hakkını yemeyelim onun dışında da karşı çıkan olmadı, ilk tebrik eden Esad oldu, dedi ki; bu siyasal İslam’ın iflasıdır şeklinde, İran’dan tekbir laf duymadık darbecilere karşı ne oluyor diye. Hatırlıyorsanız bağlantılar toplantısında Mursi’ nin konuşmasını bile ters yüz edip yayınlamıştı İran, Tahran’daki toplantıda, yani onlara göre Mursi bir şeytandı, şeytandan kurtuldular, İran içinde böyle İsrail, ABD ve Körfez ülkeleri içinde böyle çünkü Mısır Arap ülkeleri içinde çok önemli bir ülke. Mısır’da başarılı olmuş bir İhvan bu ülkelerdeki diktatörlerinde tabiri caizse canına ot tıkayacaktı ama ALLAH’ ın izniyle Mısır halkı çok önemli bir şey başardı, darbeye nasıl direnileceğini gösterdi onlar bir tarih yazdılar bu çok çok önemli bir durum, ALLAH onların mükafatını verecektir hem dünyada hem ahirette.

Furkan Başar; Mısır’ın geleceğini nasıl değerlendirirsiniz.

Murat Ayar; Bizler Müslümanız, hiçbir hareketimizi iktidar olmak için yapmayız, her şeyimizi  ALLAH’ ın rızasını hedefleyerek yaparız. Bizler Müslüman olarak ALLAH’ ın vacibi neyi gerektiriyorsa onu yapmak durumundayız, direnmek gerekiyorsa direneceğiz, Cumhurbaşkanı olmamız gerekiyorsa olacağız, iktidar olmamız gerekirse onu da olacağız. ALLAH bizi bu hayata sınamak için göndermiş her türlü zorlukla sınanacağız. Şu anda Mısır içinde halk ve İslami hareketler kesinlikle zafer kazandılar, o zafer onların özgürlüklerini ve onurlarını satmadılar ve asla teslim olmadılar ellerinden geleni yaptılar ALLAH neyi takdir ediyorsa o olacaktır.

Ne olacak peki öngörümüz ne, dünya tarihinde darbecilerin ilelebet kaldığı hiçbir zaman görülmemiştir, darbecilerin ve onlara destek verenlerin zelil bir şekilde cezalarını çekeceklerini düşünüyorum. Dünya ve Ahirette rezil olacaklarını düşünüyorum, kimse sisi ve diğerlerinin hatırlamayacak ama Muhammet Bedii’nin, Mursi’ nin, Ammar’ ıve diğerlerinin bu direniş destanını herkes ezbere bilecek, bu Mısır toplumunun sadece değil tüm İslam toplumlarında bir direniş destanı olarak hafızalara kazınacak. Bunun ABD, Afrika, Asya’da başka bir örneği yok, İslami hareketler işgallere karşı halkın umudu olduklarını ve o umuda asla ihanet etmeyeceklerini Mısır örneği ile ispat etmişlerdir bu muhteşem bir zaferdir, iktidar olamayabiliriz ama ALLAH’ ın izniyle bence Mısır halkı ve İslami hareketler dünya hayatı karşısında Cenneti satın aldılar bundan daha büyük zafer olamaz ben böyle düşünüyorum.

Furkan Başar; Bazılarına göre Türkiye’deki gezi parkı olayları bir darbenin alt yapısını hazırlamak için yapıldı, sizin düşünceniz nedir.

Murat Ayar; Doğrudur, Tahrir’de yapılan ne ise gezide tezgahlanan da odur ve önümüzdeki günlerde üniversitelerin açılmasıyla birlikte Türkiye’de tekrar planlanan  devreye sokulacak olanda odur. Hedeflenen Mısır’da Mursi’ yi nasıl indirmekse hedeflenen odur. Olay AKP meselesi değildir, Türkiye meselesi için düşünürsek Recep Tayyip Erdoğan meselesi değildir olay bizzat bizim özgürlüklerimize bizim hayat tarzımıza yönelik bir kalkışma bir isyan halidir. Dolayısıyla bu anlamda biz Müslümanlar olarak Türkiye’deki İslami hareketler olarak bu tarz durumlara dikkatli olmalıyız. AKP’li olmasak’ ta, Erdoğan muhalifi olsak’ ta bizim AKP üzerinden, Erdoğan üzerinden kimliğimizi, inancımızı, hayat tarzımızı hedef alan örgütlenmelere karşı dikkatli olmamız gerekiyor, safımızı öyle seçmemiz gerekiyor, kirli saflarda suyu bulanmış noktalarda durmamalıyız, mücadelemizi öyle yürütmeliyiz. Gezide olan olay büyük bir olaydı, Tahrir’de başarıldı, şimdi tahriri örnek alanlar sonbahar’ da Türkiye’de tekrardan gezi olaylarını yapmaya çalışacaklar, çalışmalarını sürdürüyorlar, bizlerde Müslümanlar olarak Mısır halkından ve Mısır İslami hareketlerinden örnek almalıyız şimdiden uyanık olmalıyız.

 

 

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir