Sosyoloji yani toplum bilimi bir toplumun geleneği, örf ve adeti, düğünleri, cenaze defnetme, o toplumların birbirinden birbirleri arasından farkları inceleyen bilim dalıdır. Ayrıca sosyolojinin bir diğer önemli özelliği geleneği %100 etkileyen din faktörünüde unutmamak lazım. Örneğin bugün Almanya’ da toplumun çoğu hiristiyan dinine mensup, bu dinde bildiğimiz gibi sonradan bozulmuş bir din ve ( islamdan önce bozulmuş ve bugünkü hali içinde konuşuyorum ) günah kavramı yoktur günah; adam öldürmek, hırsızlık yapmak gibi suçlara sıkıştırılmıştır, onun için bugün bu ülkeler ahlak değerlerini kaybetmiştir. Şimdi bir başka açıyı dile getirmek zorundayım, 1789 Fransız devriminden sonra başta Fransız halkına özgürleşmesi ve Avrupa’nın dünyada güç kazanmasıyla başlayan bir süreç başlamıştır. Bu Osmanlı gibi imparatorlukların yavaş yavaş güç kaybetmesine neden oldu, o zamana kadar savaşların mantığı şuydu topraklara toprak katmak için yapılırdı. Ama o dönemden sonra bu mantık işgal mantığına dönüştü, yani o ülkeyi sömürmek, o ülkenin adını değiştirmek yerine ülkenin kaynaklarını yemek insanlarını kirletmek ama bağımsız gibi göstermek oldu, buda başarılı olamadı, en azından Avrupa’nın istediği düzeyde olamadı. Toplumu değiştirmek atomu parçalamak gibidir, ALLAH’ a şükür öyle, yoksa bugün Müslüman ülkelerin hali daha kötü olabilirdi, evet dedik ya işgalde olsa, zulümde olsa toplumun yapısı kolay kolay değişmiyor ama doğal afetler bazı sosyolojik değişmelere hız kazandırabiliyor. Geçen hafta 3 günlüğüne Van’a kafa dinlemeğe gitmiştim, depremden sonra bu ilk gidişim, giderken daha kötü bir Van bekliyordum ALLAH’ a hamd olsun Van toparlanmış yavaş yavaş imar izinleri verilmeye başlanmış. Van’ın bu kadar çabuk toparlanma sebeplerinden biri orta doğunun en büyük ve önemli ülkesi İran’a komşu olmasınında etkisinin olduğunu düşünüyorum. Türkiye için önemli şehirlerinden bir tanesi ama benim tahmin ettiğim kadarıyla depremden sonra Van’ın halkı Van’dan çıkmak zorunda kaldı, o zamanı hatırlıyorumda Van’dan gelen tanıdıklarımda şunu diyordu; saat 10:00 da hayat başlıyor, 15:00 olduğunda sokaklar bomboş oluyordu, yıkılan binaları anlatıyorlardı. Evet sonraki süreç Van’da deprem yavaş yavaş etkisini kaybetti, insanlar geri dönüyordu, İstanbul ve Ankara’ya gelen insanların bir çoğu Van’a dönüyordu ama o 3-4 ayda büyük şehrin havasını soluyan insanlar tıpkı o şehrin insanları gibi davranmaya başladı yada şöyle desek olabilirmi, o kendi geleneklerini unutup büyük şehrin yaşam tarzını Van’a taşıdılar. Birde şu noktayı hatırlamak lazım, depremden öncede çevre illerden göç alan bir memlekettir, bununda etkisi elbette var bütün bunlar bir araya gelince Van’ın yerli halkı değişmeye mahkum olmuş yani işgalin yapamadığını deprem ve deprem gibi doğal afetler yapabiliyor ilginç bir şey. ALLAH bize önce dinden kaynaklanan geleneklere ve örf ve adetlere sahip çıkmayı nasip etsin.
DEPREM VE SOSYOLOJİK DEĞİŞMELER
01
Tem