İnsanlar günlük hayatta birbirlerini yanlış anlayabilirler,bu insanlık halidir.Zaman zaman kalpler kırılır,o kalpler kimi zaman tamiri zor olsada yapılır,ama en kötüsü tamiri imkansız olan kalplerdir.Bu bazen arkadaşlar arasında,bazen akrabalar arasında yaşanıyor ama en kötüsü makam sahibi olanların kendisinden aşağı mevkilerde olan insanları ezmesi veya şöyle diyelim,onların kalplerini kırması daha vahim bir durumdur.Efendim olay şu;çevre ve şehircilik bakanı erdoğan bayraktar Edirne’de bir programı için çarşıda bulunuyordu,gezerken üniversite öğrencisi kanser hastası bir genç kız yanına geldi,bakanım ilaçlar çok pahalı yurtdışından getiricek imkanım yok bana yardım edin diye bir talepte bulundu.Sayın bakan ise elini cebine atıp bir miktar para çıkarıp genç kıza uzatıyor,kız ise hüngür,hüngür ağlamaya başlıyor,bakan beni yanlış anladı ben dilenci değilim,korumalar her ne kadar tutmaya çalıştıysada kızı tutamadılar.Ya sonra bakan ne yaptı dersiniz,Edirne valisine dönüyor,sayın valim bu kızı bulun gerekli yardımı yapın peh,peh,peh,ne büyük bir lütuf.Aslında çokta yadırgamamak lazım,5 sene önce erdoğan ile bir çiftçinin arasında geçen o meşhur diyalog hala hafızalarımızda değilmi.Bu bakan aynı başbakan’ın bakanı değilmi,evet AKP hükümeti bu ülkeye 10 senedir çok büyük hizmetler yaptı bunu görüyoruz,ama hükümetin şöyle bir eksiği var;toplumdaki bireysel eylemlere karşı yanlış tavır takınıyorlar.Bu bana göre hükümetin eksik ve zayıf yönlerinden birisidir.Başbakan’ın söylemi ile ustalık dönemine yakışmayan durum bu.