Uncategorized

DOĞU BATI DERGİSİ ÜZERİNE

2008 yılıydı, liseye yeni başlamıştım. Engelli olduğum için eğitimim biraz gecikmişti. O dönemlerde yeni bir hoca vardı: Rıfat Keskintürk. Şimdilerde siyasi görüşlerimiz pek uyuşmasa da hâlâ dostluğa dönüşen bir ilişkimiz var. Neyse, o dönemde bana kendi okuduğu kitap ve dergileri getirirdi. Doğu Batı dergisinin “Doğu-Batı’nın Entelektüel İki Konulu Sayısı”nı getirmişti. Doğu Batı dergisiyle ilk o zaman tanıştım ve yazıları hoşuma gitmişti. Aradan yıllar geçti, yanlış hatırlamıyorsam 2018’de bir kitap fuarında derginin birkaç sayısını daha almıştım ve çok beğenerek okumuştum. O kadar beğendim ki derginin tüm eski sayılarını almak için buradan Ankara’ya kadar gitmiştim. Hâlâ dergiye aboneyim.Bunları anlatmamın sebebi, bir dergiyi takip etmek için illa ideolojik bir birliktelik gerekmediği. Evet, Doğu Batı dergisi liberal bir bakış açısına sahip. LGBT gibi temel bir konuda farklı düşünüyoruz, bunu kabul ediyorum. Ama her zaman söylediğim bir şey var: Düşmanını tanımadan savaşı kazanamazsın. Türkiye’deki, özellikle İslami cemaatlerin ve genel olarak tüm kesimlerin ortak hastalığı, karşı düşünceyi yok saymak ve basite indirgemek. Oysa Doğu Batı dergisinde birçok konu çok kapsamlı işleniyor ve bilgi açısından oldukça değerli. Üstelik bu derginin basit olmadığının en önemli göstergesi hakemli olması. Bilmeyenler için açıklayayım: Hakemli dergi demek, bir alıntı yaparken mutlaka kaynak göstermek zorundasınız, aksi takdirde hukuki sorunlarla karşılaşabilirsiniz. Yani, akademik açıdan çok ciddi bir emek var. Her ne kadar farklılıklar olsa da ben bu emeğe saygı duyuyorum.Selam ve dua ile…

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir