Asıl konuma başlamadan önce şunu ifade etmek istiyorum; Güzel Şehir’ in yeni yönetimine hayırlı olması, görevlerinde başarılı olmasını ve sitemiz için ellerinden gelen ne varsa yapmak için uğraşacak insanlara’ da, bu görev içerisine beni’ de katarak görevlendirdikleri için teşekkürü bir borç bilirim. Bu ilk sayımızda istedim’ ki biraz kader arkadaşlarımın ve benimde bu toplumda yaşadığımız sıkıntıları dile getirmeyi istedim. 10 gün boyunca düşündüm, acaba nasıl en iyi ve kimseyi kırmadan yazabilirim diye ve bir türlü sonuca varamadım. Siz değerli site sakinlerinden eğer yanlış bir şey yazarsam lütfen kusuruma bakmayın ve heyecanıma verin. ALLAH (c.c )bu Dünya’yı Ahiretimiz için bir imtihan vesilesi olarak biz kulları için yaratmıştır. Herkesin farklı, farklı imtihanı var, kimimiz engelli, ama bütün bunları biz bu Dünya’da yaşadığımız sıkıntıları Ahireti düşünerek orada bunun mükafatını kat kat alacağımızı düşünerek bir nebze olsun sıkıntılarımızı unutuyoruz, tabi inanan insanlar için söylüyorum bunları. Aslında engelliler hakkında o kadar çok yanlış davranışlar ve yanlış olgular var’ ki hepsini bir seferde anlatmak mümkün değil. Ben bu açıdan baktığımda üç farklı bakış açısını üç kavram üzerinden dile getirmeye çalışıcam.
1- Sakat Kavramı ;
Kulağa hiç hoş gelmiyor değil’ mi, niye acaba? cevabı şu; çok eskilerden kalan bu kavram bir eksiği olan insanın 2.ci sınıf, 3.cü sınıf insan muamelesi hatta belki’ de onu bile yapmayan insanların bakış açısıdır. Şöyle bir örnek verirsem daha iyi anlaşılabilir; 2000 yılına kadar Türkiye’nin resmi olarak engelli sayısına göre bugün engelli sayımız 2 yada 3 kat artmıştır. Bunun nedeni eskiden insanlar engelli çocuğuna kafa kağıdı almıyordu, çünkü kendisine yakıştırmıyordu. 2 Hafta’ da bir çocuğu dışarı çıkarsa bile herkes çocukla dalga geçmek için birbirleriyle yarışıyordu, bugün bile hala bu bakış açısı var.
2- Özürlü Kavaramı ;
Bu biraz daha olumlu bir bakış açısı ama belirli sınırlar içinde, evet sınırlar tabi’ ki olmalı ama bu sınırları koyan toplum oluyor. Bir önceki anlattığım sakat kavramından daha olumlu olabilir ama insanı eksiğine göre sınırlamak hiç kimsenin hakkı değil diye düşünüyorum. Bizim yaşama alanımızın içinde insanların bize davranışları ister istemez bizi olumlu, olumsuz etkiliyor. Özürlü bakış açısını yarım elma, gönül alma mantığı olarak değerlendiriyorum ve yanlışlarını, doğrularını tartışmamız gerektiğini düşünüyorum.
3- Engelli Kavramı ; Modern bir kavram olduğunu kabul etmeliyim, hayatın içinde bu bakış açısı içinde yaşayan eksiği olan insanlar çok mutlu olur genellikle. Çünkü etrafındaki hiç kimse onun bir eksiği olduğunu hiç hissettirmez. Özellikle zekası yerinde olan engelliler bu bakış açısından mutlu olur ama o zamanda şöyle bir problem ortaya çıkabilir; ortamdan çıktığı zaman birden bire onu sakat, özürlü, 2.ci sınıf insan muamelesi olarak gören, insanların arasına birden bire girdiği zaman sanki ilk defa bir eksiği var gibi hissedebilir. Böyle bir handikapta, psikolojik olarak çok kötü sonuçlar verebilir, sonuç olarak üç bakış açısının’ da kötü yanları var, burada iş biz engellilerin ne kadar hayata bağlı olduğumuzda bitiyor bence.